İktidarın yaşanan ekonomik sıkıntılara pandemiyi mazeret olarak gösterdiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, '43 maddeden oluşan Kanun Teklifi; 'Kovid-19 salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, salgın nedeniyle işçi ve işverenler üzerinde oluşan yükün sosyal devlet ilkesi gereğince paylaşılması ve giderilmesi, istihdamda devamlılığın sağlanabilmesi amacıyla destek tedbirleri düzenlenmek' gerekçesiyle AKP iktidarı tarafından getirildi. Fakat gerçek asla böyle değil. Hükumet üretimi teşvik etmek ve buna yönelik düzenlemeler getirmek yerine, yaşanan ekonomik sıkıntıları bir şekilde pandemiye bağlayıp, salgını bir mazeret olarak öne süren böyle bir düzenlemeyi getiriyor. Bu düzenleme ile işsizlik oranını görünürde aşağı çekilirken, milyonlarca emekçinin kısmi çalışma ödeneği veya ücretsiz izin uygulamasıyla geçim koşullarını açlık sınırının çok altına çekiyorsunuz. Bu teklifte bir asgari ücrete iki, hatta üç kişinin çalıştırılması gibi bir anlayış egemen. Dolayısıyla, çalışanı yoksulluk dahi değil, açlık sınırının altına çekip birden fazla kişiyi çalışıyormuş gibi ve alnının terinin hakkını da sanki alıyormuş gibi gösterip, işsizlik oranını düşük tutup, bunun üzerinden işverene prim, stopaj, damga vergisi adı altında destek veriyorsunuz. Sürdürülebilir istihdam, ancak üretim ekonomisi ile sağlanabilir. Çalışanlara değil, işverene desteğin verildiği, işçilerin değil patronların korunduğu bir düzenleme ile karşı karşıyayız. İşçilerin daha çok hak kaybına uğradığı, işverenlere ise daha çok teşvik, daha çok desteğin verildiği bir düzenleme ile karşı karşıyayız' diye konuştu.
Komisyon görüşmelerinde 'kimin parasını kime veriyorsunuz!' sözleriyle AKP'lilere yüklenen Sındır, 'Buradaki verilen desteklerin kaynağı dahi bütçe dışı kaynak yani İşsizlik Sigorta Fonu. Ben onu işverene destek fonu olarak tanımlıyorum. Kimin parasını kime dağıtıyorsunuz? Maddelere bakarsanız hepsi fondan karşılanacak. Kimin parasını kime veriyorsunuz? Böyle bir yetkiyi de kime veriyorsunuz? Türkiye işçi sınıfına vurduğunuz darbelere göz yummayacağız. Salgın günlerinde milyonlarca yurttaşımız yaşam savaşı verirken emekçilere, işçilere ait kaynakları işverenlere kafanıza göre dağıtmanızı nasıl olur da sosyal devlet ilkesiyle açıklarsınız?' diye sordu.
'BU TEKLİF KABUL EDİLEMEZ!'
İşsizlikle ve kayıt dışılıkla mücadele amacıyla hazırlanan destekleme sisteminin yeni bir işsiz ordusu yarattığını söyleyen Sındır, 'Düzenlemeyle işverenlere adeta 'İşe alın, ücretsiz izne çıkarın' diyorsunuz. Nakdi ücret desteği olarak belirlenen günlük 39 TL çalışanlar açısından açlığa mahkûm edilme anlamına geldiği gibi formel bir iş bulma sürecini de sekteye uğratarak yeni bir toplumsal sorun haline gelecek, kağıt üzerinde işsiz sayısı azalmış olacak. Kağıt üzerinde geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27,3. İstihdam bir yılda 1 milyon 254 bin kişi azalmış. Bu düzenlemede Anayasa'ya aykırılık var! Kayıt dışı çalıştırılmış olanların yasal olarak tanınmış haklarını ortadan kaldıran, vatandaşları bu haklardan feragat etmiş sayan ve işverenlerin kayıt dışı çalışma dönemlerine ilişkin sigorta primi, gecikme cezası, idari para cezası gibi yükümlülüklerini ortadan kaldıran maddeler Anayasa'ya aykırı. Anayasa'nın 60. maddesi sosyal güvenlik hakkını devlet için bir ödev olarak tanımlamıştır. Ayrıca düzenlemede 25 yaşın altındaki çalışanlarla 50 yaşın üstündeki çalışanlar açısından işverene hiçbir sınırlamaya tabi olmadan belirli süreli iş sözleşmesi yapılması olanağını tanımakta. Bu 4857 sayılı yasanın belirli süreli iş sözleşmesi yapılması için aradığı koşulların ortadan kaldırılmasıdır. Bu nedenle belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışan emekçiler İş Yasasının iş güvencesine ilişkin hükümlerinden faydalanmayacaklar. Bu teklif kabul edilemez' diye konuştu.