Binlerce üreticinin ve vatandaşın katılımıyla mitinge dönüşen destek buluşmasında, CHP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan, CHP Parti Meclisi Üyesi Erhan Adem, CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç üreticilere seslendi.

Konuşmasında günümüz tarım politikalarını eleştiren ve üreticinin yalnız olmadığına vurgu yapan CHP İzmir İl Başkanı Güç, “Bugün burada olmak bir ziyaret değildir. Bu; Cumhuriyet’in köylüsüne verilen sözün arkasında durma iradesidir. Üretici yalnız değildir. Bu toprak sahipsiz değildir. Cumhuriyet’in tarım vizyonu yeniden ayağa kalkacaktır. Mandalinamız için, üreticimiz için, Atatürk’ün emanet ettiği bu ülkenin ekonomik bağımsızlığı için buradayız! Biz; ithalat düzeninin değil, üretim Cumhuriyeti’nin yanındayız. Komisyoncuların değil, alın terinin yanındayız” dedi. Güç, konuşmasında şunları söyledi:

BU İKTİDAR ÜRETİCİLERİMİZİ ÖNEMSEMİYOR, ONLARI YALNIZ BIRAKIYOR

Menderes'te sadece dalında çürüyen mandalinalar yok. Menderes; üreticisine sırtını dönmüş, çiftçisini yalnız bırakmış bir iktidar anlayışının sonucu var. Zeytininden buğdayına, incirinden fındığına; çayından pamuğuna, ayçiçeğinden arpasına kadar üreteni cezalandıran bir tarım politikasıyla karşı karşıyayız. Burada, Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle taban tabana zıt bir tarım anlayışı var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti? “Köylü milletin efendisidir.” “Milli ekonominin temeli ziraattir.” Peki bugün ne görüyoruz? Köylü efendi değil, borçlu. Ziraat, ekonominin temeli değil; ihmal edilen, ötelenen bir yük gibi görülüyor. Bu tablo bir kader değildir. Bu tablo, bilinçli tercihlerle uygulanmış yanlış politikaların sonucudur.

Bugün çiftçi ne görüyor? Mazot desteği değil, zam görüyor. Gübreye erişim değil, borç görüyor. Alım garantisi değil, belirsizlik görüyor. Üretici üretiyor… Ama kazanan o olmuyor. Çünkü bu iktidar: Üretimi planlamıyor, çiftçiyi korumuyor, ithalatla günü kurtarıyor, yerli üreticinin geleceğini tüketiyor. Mandalina dalda çürüyorsa, bu üreticinin suçu değildir. “Ben yaptım oldu, sonuçlarına katlanacaksınız” diyen bir anlayışın, Ankara’da masa başında yapılan yanlış hesapların, bedelinin çiftçimize kesilmesine neden olan anlayış sonucudur. Tarım sadece ekonomi değildir. Tarım bağımsızlıktır. Tarım gıda güvenliğidir. Tarım milli egemenliktir. Bugün dünyada gıda krizi derinleşirken; kendi çiftçisini, tarımcısını, hayvancısını bu kadar yalnız bırakan, bu kadar çaresizliğe iten, üstüne bir de suçlayan başka bir yönetim anlayışı görmedik. Atatürk’ün “ziraat” vurgusu, bir slogan değil, stratejik bir devlet aklıdır. Ama bugün o akıl terk edilmiştir. Biz buna razı değiliz!

CHP İKTİDARINDA BİZ ÜRETENİ BAŞ TACI EDECEĞİZ

Cumhuriyet Halk Partisi olarak üreticiyi piyasanın insafına bırakmayacaklarını, ürün alım garantisini yeniden tesis edeceklerini ifade eden Güç, “Kooperatifleri güçlendireceğiz. Üretimi teknolojiyle planlayacak, emeğin değerini koruyacağız. Tarımı stratejik bir yaklaşımla ele alacak, iklim krizine karşı yapay zekâ destekli planlamalar yapacağız. Üreteni baş tacı edeceğiz. Çünkü mandalina, bu toprağın alın teridir. Bugün dalda çürüyen mandalina; tarımdan eğitime, sağlıktan hukuka kadar AKP politikalarının bir sonucudur. Hükümet, tüm bu yanlışlar ortadayken bir de milletimizi suçlamaya kalkıyor. Ama merak etmeyin! Nasıl ki dalda çürüyen mandalina AKP politikalarının sonucunu gösteriyorsa, yol boyu gördüğümüz bereketli topraklar, filizlenen çiçekler de bu milletin gücünü gösteriyor. Biz çok çalışmayı bilen bir milletiz. Biz kazanmaya alışkın bir milletiz. “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben umudumu hiç kaybetmedim” diyen bir Başkomutanın evlatlarıyız. Birlikte başaracağız! Hangi siyasi görüşten olursak olalım; omuz omuza, yan yana bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıracağız." dedi.

TARIMA RANT KAPISI OLARAK DEĞİL VATAN TOPRAĞI OLARAK BAKIYORUZ

İZSU’dan 2025 yılında 7,3 milyarlık altyapı atağı
İZSU’dan 2025 yılında 7,3 milyarlık altyapı atağı
İçeriği Görüntüle

Vatanın üreten Türk çiftçisinin omuzlarında yeniden yükseleceğini belirten CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç sözlerini şöyle tamamladı: “Biz; tarıma rant kapısı olarak bakanlardan değil, vatan toprağı, memleket meselesi olarak bakanlardanız. Bugün toprağı tanımayanlar ülkeyi yönetiyor olabilir. Ama bu topraklar bizi ayakta tuttu. Cumhuriyet bu emekle kuruldu. Ve biz buradayız! Toprağımızı yeniden bereketlendirmek, üretimi yeniden ayağa kaldırmak, bu ülkenin geleceğini yeniden yazmak için buradayız. Çünkü bu vatan, üreten Türk çiftçisinin ve emekçisinin omuzlarında yükselecektir.

ARSLAN: “ÖNCE ÇİFTÇİYE OLAN BORCUNUZU ÖDEYİN, FAİZCİYE OLANI DEĞİL”

Üreticilerin dövizler ve pankartlarla iktidarı protesto ettiği, traktör konvoylarıyla seslerini yükselttikleri buluşmada konuşan CHP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan da alanda toplanan çiftçilere seslendi. Arslan şunları söyledi:

Çiftçisini unutmuş, çiftçisinin alın terini görmezden gelen, onu kaderine terk etmiş bir iktidar var. O yüzden bizim de yapmamız gereken bir şey var: İlk sandıkta oylarımızla bu iktidarı göndermemiz gerekiyor” sözlerini kullandı. Arslan “Buralar cennet gibi yerler. Ben Narlıdereliyim. Narlıdere, mandalinanın önemli üretim merkezlerinden biriydi. Maalesef imar baskısıyla o güzel mandalina bahçeleri yok oldu gitti. İmar baskısıyla, rantla bu mandalina bahçeleri yok olmamalı. O yüzden üreticiye sahip çıkmalıyız biz. Bugün devletimiz çiftçimize borçludur. Siz iktidardakiler; önce çiftçiye olan borcunuzu ödeyin, faizciye olanı değil. Çiftçi ekmeğinin derdinde. Gümüldürlü mandalina üreticisi ekmeğinin derdinde. Artık yeter. Biz herkesin onurlu bir şekilde yaşadığı, karnının doyduğu, eşit olduğu özgür günlerde buluşmak zorundayız. Bunun da yolu ilk sandıkta bu iktidarı göndermektir. Bu emekçinin sesini duyun ve o emekçinin yanında saf tutalım. Zenginin, faizcilerin değil, alın terinin yanında olalım" dedi.

ADEM: "ÇİFTÇİNİN YAKASINDAN DÜŞÜN ARTIK"

Gümüldür Çiftçi Buluşmasına katılan CHP Parti Meclisi Üyesi Erhan Adem, çiftçilerin ürettiklerinin karşılığını alamadığını belirterek, şöyle konuştu:

Türkiye’nin her yerindeki çiftçi, borç batağında. Ürettiği üründen para kazanamamakta. Bunu en derinden hepimiz yaşıyoruz. Ama mevcut iktidar ne yapıyor? Mevcut iktidar maalesef ne çiftçiyi görüyor, ne üreticiyi görüyor ne de ürettiği ürünü pazarda satmaya çalışan o gariban, yoksul çiftçileri, çocuklarımızı, gençlerimizi görüyor. Bugün eğer bir ürünün fiyatı ülkede biraz yükselse, hemen ithalat lobileriyle iş birliği içerisinde ülkemize ithal ürünler getirerek sanki gıda enflasyonunu böyle engelleyeceklermiş gibi… Halbuki bununla hiçbir ilgisi yok. Üreticisini mağdur eden, çiftçisini mağdur eden, çiftçiyi tarladan kaçıran, çiftçinin yaş ortalaması 58 olduğu, gençlerimizin üretimden, toprağından, köyünden, kasabasından, ilçesinden kaçarak uzaklaştığı bir noktaya geliyorsa bu yönetim artık bu işi bilmiyordur. Ekonomi çökmüşse, sanayi çökmüşse, millî eğitim çökmüşse, her taraftan farklı farklı kokular geliyorsa; tarımı yönetemiyorsa, hayvancılığı bu ülkede çökertmişse artık bu iktidarın sonu gelmiş demektir. Bizim Genel Başkanımızın liderliğinde iktidara koştuğumuzu da bilmenizi istiyorum. Eğer yürekleri varsa, cesaretleri varsa, yiğitseler; bizim gibi çıkıp sandığı koyarlar milletin önüne. Millet de o zaman cevabını verir. Bu ülkenin yakasından düşün. Çiftçinin yakasından düşün. Vatandaşın yakasından düşün. Siz düşmezseniz, biz sizi düşüreceğiz. Gideceksiniz, biz geleceğiz. Halk gelecek, halk kazanacak. Biz bunun için çalışacağız."

IŞIK: "BU DÜZEN ADİL DEĞİL, SÜRDÜRÜLEMEZ"

CHP Menderes İlçe Başkanı Mehmet Emin Işık da "Ben bu toprakların çocuğuyum. Çiftçi bir ailenin evladıyım. Bu bahçelerde çalıştım, bu bahçelerde büyüdüm. Bugün kaç çiftçinin çocuğu okuyabiliyor? Kaç çiftçi çocuğunu geleceğine umutla bakarak yetiştirebiliyor? Bugün sadece mandalina heba olmuyor. Bugün bu topraklarda yaşayan çocukların hayalleri, geleceği heba oluyor. Sıcağa da katlanıyorsunuz, soğuğa da katlanıyorsunuz. Sonra birileri çıkıp diyor ki: 'Bu fiyatlara razı ol.' Hayır, bu fiyatlara razı olunmaz. Mazot bu hâldeyken, gübre bu hâldeyken, ilaç bu hâldeyken, tohum bu hâldeyken bu fiyatlarla yaşanmaz. Birileri üretmeden kazanıyor, üreten her geçen gün kaybediyor. Bu düzen adil değil. Bu düzen vicdanlı değil. Bu düzen sürdürülemez” dedi.

NİLGÜN KURT: “ŞU AN MİLLETİN EFENDİSİ DEĞİL ÜRETİCİSİ BİLE OLAMIYORUZ”

Çiftçiler adına konuşan üretici Nilgün Kurt yaşadıkları sıkıntılara değinerek hükümete seslendi. Kurt, şu ifadeleri kullandı;

Ben yıllardır burada mandalina üreticisi olarak bu yıla kadar böyle bir rezalet görmedim. Zannediyorlar ki buranın iklimi, zannediyorlar ki toprağın verimsizliği. Üretici mandalinayı yetiştirmek için bir yıl boyunca gözünün içine bakıyor. Gübre alıyor, ilaçlıyor, budaması ayrı, işçiliği ayrı… Sonuç ne oluyor? Geçen yıl 10 liraya üretip 15 liraya sattığımız mandalinayı, bu yıl 15 mal edip maalesef beş liraya almak isteyen tüccarın karşısında, öfkelenmemek, küfür etmemek için kendimi zor tuttum. Ben 62 yaşına geldim. Ahım gelmiş, vahım gitmiş. Gelecek nesle istiyorum ki bu yeşillik kalsın, doğa kalsın. Üretici mağdur olmasın. Lütfen hükümetimiz sesimizi duysun. Duysun ki çiftçiye değer versin. Bir zamanlar 'Köylü milletin efendisidir' diyen Atam, kusura bakma… Şu anda milletin efendisi değil, üreticisi bile olamadık, olamıyoruz. Elimizden aldılar..