Heykeltıraş Mehmet Aksoy’un imzasını taşıyan Kurtuluş Yolu Anıtı’nda saatler 12.30’a geldiğinde Efes Selçuklular bir kez daha Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün silüetinin Kurtuluş Yolu Anıtı’nda görülmesine şahitlik etti.
Kurtuluş mücadelesinin zaferle sonuçlandığı Büyük Taarruz’un 103. yılında düzenlenen törene Efes Selçuk Belediye Başkan Yardımcıları Erhan Güzel ve Bilgi Keskin, Cumhuriyet Halk Partisi Efes Selçuk İlçe Başkanı İpek Onbaşıoğlu, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, belediye meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
Büyük Taarruz’un yalnızca bir askeri zafer olmadığını, aynı zamanda bir milletin küllerinden yeniden doğuşu olduğunu vurgulayan Tarihçi Tolga Mert; “Atatürk, Sivas Kongresi’nde ‘Ya istiklal ya ölüm’ dediğinde bunun bedelini göze almıştı. Büyük Taarruz işte bu kararlılığın taçlandığı andır. 26 Ağustos sabahı Kocatepe’de ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’ sözleri yalnızca bir emir değil; milletin yüzyıllardır özlemini duyduğu bağımsızlığın ifadesiydi.” dedi.
26 Ağustos’un Türk tarihi için bir dönüm noktası olduğunu belirten Mert, “26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi ile bu toprakları bizlere vatan kılanları da minnetle anıyoruz. Yaşasın 26 Ağustos ruhu, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları” dedi.
Düzenlenen törene Efes Selçuk Belediyesi Halk Oyunları Ekibi zeybek gösterisi ile coşku kattı. Saat tam 12.30’u gösterdiğinde katılımcılar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün silüetinin Kurtuluş Yolu Anıtı’nda görüldüğü ana her yıl olduğu gibi bu yıl da heyecanla ve duygulanarak şahit oldular.
KURTULUŞ YOLU ANITI’NIN ÖNEMİ NEDİR?
Efes Selçuk’ta uzun yıllardır Büyük Taarruz’un yıl dönümlerinin kutlandığı İstasyon Meydanı’nda bulunan Kurtuluş Yolu Anıtı, Heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından 1995–1998 yılları arasında yapıldı.
Her yıl 26 Ağustos günü, saat 12:30’da güneş ışınları anıtın içinden geçerek Mustafa Kemal Atatürk’ün silüetini ortaya çıkarır. Kurtuluş Yolu Anıtı bu nedenle halk arasında “Atatürk Saati” olarak da bilinir. Mehmet Aksoy’un yüzlerce deneme sonucu oluşturduğu bu etki aslında “Dünya döndükçe, güneş bu topraklara doğdukça, Atatürk’ün gölgesi ve mirası da bizimle yaşayacaktır.” anlamı taşır. Anıtın üzerindeki rölyeflerde Kurtuluş Savaşı’nın acıları, cesareti ve kararlılığı işlenmiştir. Ayrıca, Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı’ndan dizelerle, Türk ulusunun bağımsızlık ruhu taşa kazınmıştır.