İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından mübadelenin 99'uncu yıldönümünü anmak için düzenlenen etkinlikler “İzmir Uluslararası İki Yaka Sanat Günleri” ile düzenlendi. 30 Ocak 2022’de sona erecek etkinlikler dizisinin ilk gününe İzmirlilerin ilgisi büyüktü.

Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan mübadele anlaşmasının 99’uncu yıldönümü İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği “İzmir Uluslararası İki Yaka Sanat Günleri” ile anılmaya başlandı. Ege’nin iki yakasının değerleri, ortak kültürü ve geçmişinin sanat günleri ile yeniden hatırlanmasını sağlamak için 29-30 Ocak tarihleri arasında Basmane'deki tarihi Bıçıkçı Han'da düzenlenen etkinlikler dizisi Banu Tansuğ’un “Rebetika-Haz ve Hüzün” sergisinin açılışı ile başladı. Sergi İzmirliler tarafından büyük beğeni topladı.

Sergi açılışının ardından etkinlikler dizisinin ilk günü “99. Yılında Mübadele ve Yemek Kültürü” başlıklı söyleşi ile devam etti. Yrd. Doç. Dr. Nuri Adıyeke'nin moderatörlüğünde düzenlenen söyleşiye Prof. Dr. Nükhet Adıyeke ve Doç. Dr. Oya Durmuş konuşmacı olarak katıldı.

Adıyeke: “Aynı acılar bir daha yaşanmasın”
Prof. Dr. Nükhet Adıyeke, “Anadolu coğrafyası, tarih boyunca göçlere sahne olmuş. Bu yaşanan göçler Anadolu kültürüne daima katkıda bulunup iz bırakmış. Bu kültürel izleri topraklar üzerinde yaşayan bizler sahiplendik ve bugüne getirdik. Bu Anadolu'nun çok kültürlü yapısı, coğrafyamız için zenginlik. Anadolu'nun bir köşesinde, iletişim kaynakları olmayan dönemde yaşanan savaşlardan haberi olmayan insanların yerinden sökülmesi büyük bir dramdır. Ancak diğer taraftan uzun yıllardan beri çatışma içinde yaşayan malını, mülkünü ve hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya olanlar için mübadele kurtuluş olmuştur. Mübadelenin dram taşıyan ikinci boyutu yolculuk boyutudur. Günlerce limanlarda gemi beklemek, alabileceği değerli eşyalarını taşımak, en önemlisi de geride bıraktıkları için bu dramın en büyük boyutlarıdır. Geride bıraktıkları en önemli hazine; atalarının ve dedelerinin mezarları, kültürleri, birlikte yaşama tecrübeleriydi. Aynı acılar bir daha yaşanmasın” diye konuştu.

Durmuş: “Sadece yemek değil, anılar ve onlarla gelen acılar...”
Mübadele ve yemek kültürü hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Oya Durmuş, “İnsan bir anda bütün büyüklerini kaybedince o koku ve dokuyu takip etmek istiyor. 'Damağımın Tadı Yüreğimin İzi' adlı bir program yaptım. Her seferinde başka bir koku ve dokunun üzerine gittik. Enginar dolması ne zaman yapsam annemin kokusu... Sadece yemek değildi, yemeklerle birlikte anılar ve onlarla gelen acılardı. Bizim için yapbozun parçalarının birleşmesinde çok değerliydi. Biz bu topraklara farklı farklı yerlerden geldik. Taşınmaktan, yolculuk ve gurbetten belki de nefret etmemin en büyük nedeni bu yüreklerimizdeki gölge. Ben konuştuğum bütün mübadil, göçmenlerde şunu yaşadım; bizler büyüklerimizin ortak bir hareketini fak ettik. Hepimiz gittiğimizde, anne, baba ve büyüklerimizin mezarlarına toprak getiriyoruz. Onlar memleket toprağı” dedi.
Söyleşinin ardından Sinafi Trio konser verdi. Programa katılanlar şarkılara alkışlarla eşlik etti. Etkinlikler Ege Üniversitesi Türk Halk Oyunları Bölümü öğrencilerinin dans gösterisiyle sürdü.

“Güle Güle Parga”
Etkinlikler dizisi 30 Ocak Pazar günü Yeşilyurt Mustafa Necati Kültür Merkezi’nde Tiyatro Mahal “Güle Güle Parga” isimli tiyatro oyunuyla sürecek. 20.00’de Agora Minör konseri olacak. Aynı gün Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde 20.30’da Evrim Ateşler şefliğinde “Mübadelenin 99. Yılı Anafandon ve Okeanos Orkestrası” sahne alacak

“Dedemin İnsanları”
“Mübadeleyi Anıyoruz” başlığı ile yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı “Dedemin İnsanları” filmi 30 Ocak’ta ise Buca Tarık Akan Gençlik Merkezi’nde 19.30’da gösterime girecek.

Konak’ta 19 Mayıs’a coşkulu kutlama Konak’ta 19 Mayıs’a coşkulu kutlama

Başkan Soyer’den mübadelenin 99. yıldönümü mesajı:
Kimseyi ayrıştırmadan mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayacağız

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer mübadelenin 99. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Kendisinin de Priştineli Mustafa Sabri'nin torunu olmaktan onur duyduğunu vurgulayan Soyer, “Kimseyi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden aynı bayrak altında birlikte, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayacağız…‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen Selanik doğumlu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, muhacirliğin acılarını, zorluklarını yaşayanları mübadelenin 99. yıldönümünde rahmetle, saygıyla, iyilikle anıyorum” dedi.

Başkan Tunç Soyer’in mesajı şöyle:

“Muhacir… Ve mübadil…
Dilimize Arapçadan geçmiş iki sözcük…
Ama bu iki sözcüğün bizim coğrafyamızdaki karşılığını, kavram olarak taşıdıkları anlamı sözlüklerde bulamazsınız.
Çünkü bu iki kavramın içinde savaşların paramparça ettiği yaşamlar var. Balkanlar ve Anadolu arasında yazılan özlem ve ayrılık, acı ve gözyaşı dolu gerçek yaşam hikayeleri ve büyük trajediler var.
İşte bu yüzden göç ve mübadeleyi sözlükler değil, halkın türküleri anlatır en yalın haliyle. Şiirler, romanlar anlatır…
3 kıtaya yayılmış 600 yıllık bir imparatorluğun çöküş süreci, onun gölgesinde yaşayan Balkanlar için de karanlık günlerin başlangıcı oldu.
Balkan Harbi ve 1. Dünya Savaşı ile sınırlar değişti, on binlerce aile evini, yurdunu, sevdiklerini bırakarak yollara düşmek zorunda kaldı. Aileler parçalandı, binlerce muhacir yollarda can verdi, çetecilerin kurbanı oldu. Sonunda birçok Anadolu kenti gibi İzmir kardeşlerini bağrına bastı.
Mondros’la tamamen yıkılan Osmanlı Devletinin her karış toprağı acımasız işgale uğradı. 9 Eylül 1922’de Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde İzmir’de zaferle sona eren Kurtuluş Savaşı sonrası bu kez “mübadele” kararı çıktı.
Yine binlerce aile İzmir’e geldi. İzmir evlatlarını bir kez daha kucakladı. Tüm muhacir ve mübadiller çalışkanlıklarıyla, İzmir'in gelişmesine katkı koydu, aileler kurdu. Balkanlar’dan gelerek bu şehre yerleşenler İzmir’in hem tarihsel, hem de kent kimliğinin bir parçası oldu, her açıdan zenginleştirdi.
Bugün hepimizin içinde bir muhacir ve mübadil izi var. Benim de köklerim Balkanlarda.
Ben de Priştineli Mustafa Sabri'nin torunu olmaktan onur duyuyorum.
Siyasetten iş dünyasına, kültürden sanata ve bilime her alanda pek çok, babası, dedesi o muhacir ve mübadilliğin acısını yaşamış dostumuz var.
Bu kentin Belediye Başkanı olarak diyorum ki,
Ben her zaman yanınızdayım… Kimseyi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden aynı bayrak altında birlikte, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayacağız…
Bölünmeyeceğiz…
Bu ülkenin insanlarını da, toprağını da, üzerinde yaşayan her bir canlıyı da ayrımsız seveceğiz..
Ama vatan sevgisini de kimsenin tekeline bırakmayacağız.
Üzerinde bulunduğumuz binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası sahipleneceğiz, koruyacağız, yaşatacağız.
2019 yılında bu güzel kente hizmet için ‘çok ses, çok renk, çok nefes’ diyerek yola çıktığımızı, bu demokratik ve özgürlükçü anlayışın bizi biz yapan en önemli değer olduğunu asla unutmayacağız.
En zor günlerimizde gösterdiğimiz o destansı dayanışma ruhuyla ‘Biz Varız’, ‘Biz İzmiriz’ diyerek bu kenti yüceltmeye devam edeceğiz…
Dileğim odur ki, bu coğrafyada 100 yıldır hakim olan barış sonsuza kadar sürsün.
"Yurtta barış, dünyada barış" diyen Selanik doğumlu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, muhacirliğin acılarını, zorluklarını yaşayanları mübadelenin 99. yıldönümünde rahmetle, saygıyla, iyilikle anıyorum.”