Hazine ve Maliye Bakanlığı öncülüğünde İzmir Valiliğinin ev sahipliğinde düzenlenecek kongre 17 Şubat-2 Mart arasında yapılacak.İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek kongre tarihi ise 15-21 Şubat olarak belirlendi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, kongrenin 17 Şubat - 2 Mart tarihleri arasında yapılacağını açıkladı. Bunun üzerine Büyükşehir Belediyesi düzenleneceği programı 2 gün öne çekti. Kongrenin 15-21 Şubat tarihleri arasında düzenleneceği bildirildi. Hükümetin düzenleyeceği kongreye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyükşehir’in düzenleyeceği kongreye ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katılacak.

Başkan Önal, “Engelleri anlayışla aşabiliriz” Başkan Önal, “Engelleri anlayışla aşabiliriz”

İZMİR İKTİSAT KONGERİ GEÇMİŞİ

23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, 2 Mayıs 1920’de çıkardığı 3 numaralı kanunla hükümet kurulurken, 11 bakanlığın içinde İktisat Vekaleti de yer alıyordu. Savaştan çıkılmış, Lozan’da barış görüşmeleri yapılırken Ankara yönetiminin direnerek görüşmelerin uzamasına yol açan ana konuların başında kapitülasyonlar ve imtiyazlar vardı. Lozan görüşmelerine ara verildiği bir dönemde İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi toplandı. Burada, Lozan’da yapılan iktisadi bağımsızlık müzakeresine halkın iradesinin mührü vuruldu.

17 Şubat 1923’te İzmir’de çiftçileri, işçileri, sanayicileri, tüccarları temsil eden gruplar; Anadolu’nun her ilçesinden 8’er kişi gelecek biçimde bin 135 kişi bir araya geldi. Kongre 4 Mart 1923 günü tamamlandı.

Kongre’nin açılış konuşmasını yapan Mustafa Kemal Atatürk, ulusal egemenliğin iktisadi egemenlik ile güçlendirileceğini vurguluyordu. Ülkenin iktisadi koşullarının padişahların fütuhat peşinde koşarken nasıl kötüleştiğini anlatarak başladığı oldukça güçlü bir tarih eleştirisi içeren konuşmasında, padişahların izledikleri dış siyasette kendi emelleri, hırsları ve arzularına dayandıklarını, bununla içerideki kurumları ve iç siyasetlerini, bu tutkularından doğmuş olan dış siyasetlerine göre düzenlemek zorunda kaldıklarını, dış siyasetin iç teşkilâtın dayanamayacağı genişlik derecesinde olmaması gerektiğini, yoksa hayalî dış siyaset peşinde dolaşanların, dayanma noktalarını kendiliğinden kaybettiklerini anlatır.

BAKAN NEBATİ TEPKİ GÖSTERDİ

Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, geçtiğimiz hafta kente gelerek İktisat Kongresi ile ilgili açıklamalarda bulunmuş. Nebati, “Bir ülkenin iktisat politikalarını ve uygulamalarını belirleyecek olan merkezi hükümettir. Merkezi hükümetin yapması gereken bir işi başkaları üstleniyorsa bu amacı dışına çıkan bir çalışma demektir. Bunun ne kabul edilebilir, ne de sürdürülebilir tarafı vardır. İzmir ile ilgili bir çalışma yapacaksanız çalışmaları sürekli hale getirin. 20 yıldır iktidarda olan bir hükümetin, dengelerin yeniden kurulduğu bir dünyada Türkiye'nin ekonomik modelini bir yıl önceden ortaya koymuş, toplumla paylaşmış ve 21’ncü yüzyılı, Türkiye'nin yüzyılı olacağı iddiası ile ortaya koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı için hazırlıkların yapıldığı dönemde, nasıl merkezi bir söylem geliştiriyorsanız, ekonomi ile ilgili de programı yapacak, ülkenin kaderinin çizilecek yer merkezi hükümettir” demişti.

TUNÇ SOYER: YOL VE YÖNTEM FARKLI, BİZ, 'GELECEĞİN TÜRKİYE’SİNİN İKTİSAT POLİTİKASINI MASAYA YATIRIYOR, MÜZAKERE EDİYORUZ

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi girişimini Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak sivil bir hareket olarak başlattık. Göreve geldiğimde filizlenen bir fikirdi. Adaylık aşamasında Cumhuriyet’in 100. yılında böylesine önemli bir görevde bulunmanın ne kadar büyük bir onur olduğunu hep anlattım. Nitekim kentimizin 100. kurtuluş yıldönümünü Türkiye'de, hatta dünyada ses getiren etkinliklerle kutladık. İktisat Kongresi'nin 100. yılı da 9 Eylül kadar, Cumhuriyet kadar önemli bir dönemeç ülkemiz için.

İlmek ilmek ördüğümüz bu fikri ilk kez 31 Ekim 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaştım. Devletimizin yetkililerini de bilgilendirdim.

Bu kongre aslında geleceğin Türkiye’sini inşa edecek bir ortak akıl hareketinin ilk güçlü adımı olacak. Bu hedefle Ağustos ve aralık ayları arasında çiftçi örgütleri, işçi sendikaları, sanayi ve ticaret odaları ile işveren örgütlerinden oluşan paydaş gruplarıyla toplam dokuz kere bir araya geldik. Türkiye ölçeğinde en güçlü temsil kabiliyetine sahip 170’ten fazla kurumun seçilmiş üst düzey yöneticileri bir araya geldi ve uzlaşıya varılan sonuç metinlerini, tüm çekince ve şerhlerle birlikte kamuoyuyla paylaştı. Kongre hazırlıklarının ikinci safhasında hazırlanan taslak bildirgeler demokrasi, doğa, tarih ve inovasyon alanlarında çalışan dört uzman topluluğunun değerlendirmesine açılacak. Bu metinler ayrıca çok sayıda değerli isimden oluşan Kongre Yüksek İstişare Kurulu’na sunulacak. Son aşama ise Şubat 2023’te ana kongre tamamlanacak. Hazırlık sürecinde üzerinde uzlaşıya varılan ilke ve kararları ana kongre delegelerinin tartışmasına ve oylarına sunacağız.

Dolayısıyla Bakanlığın yapacağını duyurduğu kongreden çok daha önce planlanmış ve harekete geçilmiş bir girişimden bahsediyoruz. Bir günlük sembolik bir kongre yapmıyoruz. Aylarca süren istişarelerin meyvelerini 15-21 Şubat tarihleri arasında tüm paydaşların katılımıyla toplayacağımız bir büyük buluşma olacak. Bakanlığımızın yaptığı etkinlikle bizim yürüttüğümüz çalışma izlenen yol ve yöntem açısından ciddi farklılıklar içeriyor. Bu anlamda ortada bir tartışma yaratacak bir kriz olduğunu düşünmüyorum.

Kaldı ki cumhuriyeti inşa eden ve yüz yıl önce belirlenmiş kuruluş felsefesinin mimarı bir siyasi partinin üyesi ve o kentin belediye başkanı olarak ikinci yüzyılın iktisat kongresini düzenlemek elbette asli sorumluluğumuz. Biz, üzerimize düşeni yapıyor, tarihi sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.

Sayın Bakan'ın ifadeleri üzerinden bir polemik yürütmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü biz bugünün sorunlarına çare bulma iddiasında değiliz. Biz, “Geleceğin Türkiye’sinin” iktisat politikasını masaya yatırıyor, müzakere ediyoruz. Bunu da tek başımıza değil Türkiye'nin seçilmiş çiftçi, işçi ve iş dünyası temsilcileriyle, değerli bilim insanlarıyla ve toplumun tüm kesimlerini buluşturarak, ortak akılla yapıyoruz.