İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğü’nün Genel Kurul’u Başkanvekili CHP’li Mustafa Özuslu’nun idaresinde yapıldı. Toplantıda İZSU’nun 2021 Yılı Faaliyet Raporu ile 2020 Mali Yılı Bütçe Kesin Hesabı ve Bilançosu görüşüldü.
HER SOKAĞA İZSU'NUN ELİ DEĞİYOR
İZSU’nun önemli yatırımlar yaptığını ifade eden CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “İZSU insan ve çevre sağlığını gözeterek içme ve atık suyun yönetimi için büyük bir gayret sarf ediyor. Günümüzde bulunan olumsuzluklar içinde bu çalışmalar daha önem arz etmeye başladı. İZSU 2021 yılında önemli yatırımlar gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi hizmet sınırlarında hemen her sokağa İZSU’nun elinin değdiğini görüyoruz. Bir yandan İzmir'i, Türkiye'deki arıtma tesisi anlamında liderliğine taşırken, bir yandan da merkeze uzak ilçelerdeki sorunu çözme aşamasındayız” dedi.
İZSU'NUN YATIRIMLARI YERİN ALTINDA
CHP’li Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Onlarca ilçeye biyolojik atık su arıtma tesisi kuruldu. Bunlara milyarlarca TL yatırım yapıldı. 2008 yılında İzmir'de 14 atık su tesisi vardı, 2022'de ise bu sayı 69'a çıkarıldı. İZSU içme suyu çalışmalarında büyük gayret gösterdi. 2021'de toplam 620 kilometrelik içme suyu hattı bakımı ve onarımı yaptı. Eski şebekeler iptal edilip yenileri ile değiştirildikçe kayıp kaçak miktarında azalma oldu. 2021 yılında 80 içme suyu kuyusu açıldı. İZSU, TÜİK verilerine göre AB standartlarında kişi başı atık su artıma miktarında Türkiye'de lider konumdadır. Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi bizim için önemli. Burada kapasite artımı için çalışmalar yapıldı, 4'ncü faz ihalesine çıkıldı. Ancak 2021'de yaşadığımız ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu ihale gerçekleştirilemedi. 723 kilometrelik yağmur suyunun oluşturulması için İZSU çalışmalarını sürdürüyor. Dere yataklarında 460 bin ton atık malzeme topladık. İZSU'nun tüm hizmetleri yer altında… Yani şaşaalı açılışlar yapacağınız hizmetler değil. Vatandaşlar olarak belki de bu çalışmaları fark edemeyebiliriz. Bunlar yokluğunda fark edilebilecek çalışmalar. Ne kadar hizmet yaparsak yapalım bu bizim için yeterli değil. Bizler daha iyisini yapmak için çalışmaya devem edeceğiz.”
NUMUNEYLE GELDİ
Faaliyet raporuyla ilgili ilk sözü AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal aldı. Körfez’den aldığını öne sürdüğü su numunesini meclis üyelerine gösteren Hızal, “Sayın Tunç Soyer’in içinde yüzme hayali beslediği Körfez’den benim tarafımdan alınan bir numune. Bu kapağı açtığında, İzmir’de yaşanan koku probleminin esasında temelde nereden geldiğini görebilirsiniz” dedi.
86 MİLYON METREKÜPÜ DAĞA TAŞA AKIYOR
Hızal sözlerine şöyle devam etti: "
İZSU, İzmir için kıymetli bir kuruluş. Yani İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan ve aynı zamanda atık sularını en iyi şekilde bertaraf etmek zorunda olan bir kuruluş. İZSU Genel Müdürlüğü’nün faaliyet raporlarında birtakım eleştirilerimizi yapacağız. İBB, su fiyatları konusunda her zaman kolaycılığa yaslanmış bir kuruluş. Yaşanan dalgalanmalar nedeniyle enerji fiyat artışları olmuş. Bunun üzerinden İZSU en kolaycı yöntemi belirleyip fiyat artışı yaparak yükü İzmirliler’in üzerine yıkmaya çalışıyor. Bu su meselesi üzerinde sadece girdi fiyatlarının İZSU’nun başarısız performansın hiçbir etkisi yok. Kentin en önemli su kaynaklarından biri olan ve dinlendirilmeye aldığımız Sarı Kız kuyuları Manisa’da. Göl Marmara’nın dillendirilmesinin nedeni bu kuyulardır. Burada başka bir temel sorun var; suyunuzun yarısından fazlasını yeraltından karşılarsanız istasyon kurmak zorunda kalırsınız, elektrik israfı olur. DSİ’nin barajlarının izale hatlarını yaparsanız daha az enerji harcarsınız. Sizin 306 milyon metreküplük suyunuzun 86 metreküpü dağa, taşa akıyor. Bunun parasal değeri yaklaşık 860 milyon TL. Yani İZSU’nun tüm yıl yapmış olduğu yatırım değeri kadar bir para” dedi.
‘PARMAĞINI BİLE SOKMASIN’
İZSU’da yaşanan problemlerin ana kaynağının girdi fiyatlarının artmasının olmadığını savunan AK Partili Hızal, şu ifadeleri kullandı: “Temel sorun, İZSU’nun ve İBB’nin yeteri miktarda yatırım yaparak su meselesinde gerekli altyapı çalışmalarını yapmaması. Toplamda üç yılda 54 kilometrelik bir hattan bahsediyoruz, biz buna kaplumbağa hızı diyoruz. Demek ki su zammının tek nedeni girdi fiyatları değil, İZSU’nun performans yetersizliği ve becerisizliği. Kendisinin önceki belediye başkanları gibi Sayın Soyer’in de Körfez’de yüzme hayalleri kurduğunu biliyoruz. Az önce gösterdiğim su, Sayın Başkan’ın yüzmek istediği su. Tavsiyem yüzmesin, parmağını bile sokmasın. Geldiğimiz noktada Körfez’in durumu ortada. Bir sabah kalktık ve baktık ki Tunç Soyer ve ekibi Körfez’in kirlilik kaynağı olarak Gediz’e götürmüşler. Ey, İBB yetkilileri, İZSU yetkilileri! İç ve dış Körfez ayrımı vardır, sorun iç Körfez’dedir. Gediz’in çıkış noktası dış Körfez, Foça açıklarıdır. 200’ün üzerinde suç duyurusu bulunduklarını söylediler, aynı suç duyuruları İzmir’de yapıldı mı?”
‘SİZ TEMİZLEYECEKSİNİZ’
Başkan Soyer’in Mavişehir Peynircioğlu Dereleri’yle ilgili sarf ettiği sözleri hatırlatarak açıklamalarını sürdüren Hızal, “Orada çok talihsiz bir açıklama yaptı, “Bu görev merkezi hükümetin” dedi. İzmir Körfezi Projesi bilgi notunu Sayın Başkan’a ilettim. 2011 yılında İBB ile TCDD arasında bir protokol imzalanmış ve 2016’da ÇED olumlu kararı alınmış. Bu protokole göre birtakım yükümlülükler verilmiş. Buna göre, Körfez’e akan derelerin dip temizliğini siz yapmakla yükümlüsünüz. O derelerin kirlilik nedeni sizsiniz, siz temizleyeceksiniz! Elbette ki gerektiğinde iş birliğine her zaman açıktır ama ‘Bu bizim sorumluluğumuz değil’ gibi açıklamalarla bu iş olmaz. Dolayısıyla bu da sizin tarafınızdan verilmiş yanlış bir bilgi. Körfez ile alakalı kronolojik olarak Sayın Başkan’ın açıklamaları bunlar. Peki, neler yapılmış? Yağmur suyu, en temel sorun. Yağmur suyu hattının yapılması gerekiyor. 2021 yılı performansı sıfırdan başlayıp bitirdiğiniz 24 kilometre. Geçen yıl 33 kilometreydi… Geçen yıl en kötü performansı sergileyen İZSU, bir başarıya imza atmış ve daha kötü bir performans ortaya koymuş. Bu performansınız kaplumbağa hızı performansınızdan çok daha kötü, salyangoz performansına layık bir performans. Körfez’de üç yılda yüzme hayalinin gerçekleşmesi mümkün değil, zaten gerçekleşmedi. Bu performanslarla bırakın Sayın Başkan’ı, torunlarının çocuklarının bile hayali gerçekleşmeyecek…” dedi.
MİLYONA SATILAN EVLERİN OLDUĞU YERDE...
Körfez temizliğinin sadece denizle ilgili değil, çevreyle de alakalı olduğunu söyleyen Hızal, “Manisa’nın, Kütahya’nın, Uşak’ın derelerinde İzmir Körfezi’nin kirliliğini aramayın. Dereyi ıslah ederseniz içinde balık olur. Siz dere ıslah çalışması yaparak beton dökerseniz o ‘Dostlar alışverişte görsün’ olur. Atık su denilince akla gelen İzmir’de 21’inci yüzyıl Türkiyesi’nde hala bazı bölgelerde fosseptik çukuru ve vidanjör hizmeti veriliyor. Vatandaşın altyapısını yapmamışsınız, Bayraklı’da fosseptik çukuru yapılmak zorunda kalındı. Milyon milyona satılan evlerin olduğu yerde fosseptik çukuru açılıyor. Yıl 2022, İzmir’in durumu ortada” diye konuştu.
‘VEKİL BAKAN İMZA TOPLAYABİLİR’
Son olarak iklim krizi ve kuraklık üzerinden çalışmaları eleştiren Hızal, şunları aktardı: “Bazı belediye başkanlarını buraya davet ederek, ‘Yeni bir su politikasına ihtiyaç var’ diyorlar ama milyarlarca lira bütçeye sahip olan İBB ve İZSU, söylemler dışında ne yapıyor? Son zamanların en popüler söylemlerinden biri, iklim krizi ve su kıtlığı. Bunu popülerizmini artırmak için mi söylüyor yoksa samimi olarak mücadele ediyor? Atık sularla alakalı bir çalışmalarınız olduğunu söylediniz. İBB 4500 metreküplük bir atıksu geri kazanımı elde etmiş. Bu atık sular sizin park ve bahçeleri sularken kullandığınız suyun yerine kullanılabilir. Uzun süredir zaten yağmur suyu politikanız yanlıştı. Yavaş da olsa birtakım yatırımlar yapıyorsunuz ama o yağmur suyu nereye gidiyor? Sizin yeraltı barajı çalışmanız var mı? Sayın Başkan’a tavsiyem samimiyet sergileyin. Sırf birilerini etkilemek için ‘Rüzgar santrali yapılmasına izin vermeyeceğiz’ demeyin. Siz de yapmak zorunda kalacağız. Sizin çevreci olarak bilinen milletvekiliniz Sayın Murat Bakan sizin aleyhinize imza toplayabilir. Genel anlamda bakıldığında bütün bu profil faaliyet raporunuza da yansıyor. Bakıyoruz, yatırımcı kimliğiniz, çevreciliğiniz, vizyonerliğiniz sözde kalmış. Dolayısıyla biz de AK Parti grubu olarak faaliyet raporuna olumsuz manada oy vereceğiz.”
İZMİRLİNİN CANINA TAK ETTİ
Başkan Soyer yönetimine ilişkin eleştirilerde bulunan MHP Grup Başkan Vekili Salahattin Şahin, “Mali Kaynakların doğru kullanılmamasından dolayı İzmir büyük bir köy durumuna gelmiştir. Alt yapı yetersizlikleri, kentsel dönüşüm ve deprem, kötü koku, trafik, otopark ve hepsinden önemlisi plansızlık İzmirli hemşerilerimizin canına tak etmiştir. Yolda yürürken insanlarımız bize kesin hesapta ne yazıyor?’ diye sormuyorlar. ‘Sayın Başkanım kokudan balkonda oturamıyoruz, pencereyi açamıyoruz. Başkanım geçen gün girdiğim çukurda arabamın lastiği parçalandı. Alt takımları koptu. Yağmur mevsimini geçti ama her yağmurda bu çile ne zaman bitecek’ diyorlar. Göreve geldiğinizde çok vaadiniz vardı. Bunları İzmir biliyor. İşte İzmirli hemşerilerimizin anlayacağı şekilde kesin hesabı somut olarak özetledik. Bu yönetim anlayışıyla devam ettiğiniz sürece 2024’te İzmirli kardeşlerimizin sandıkta sizin kesin hesabınızı Allah’ın izni ile göreceğine inanıyoruz” diye konuştu.
KOKU SORUNU BÜYÜK ORANDA ÇÖZÜLDÜ
İYİ Parti Grubu’nun görüşünü dile getirmek adına söz alan İYİ Parti Meclis Üyesi Halil Akbulut, AK Parti Grup Başkanvekili’ni dinlediğim zaman sanki ben Anadolu’nun başka bir kentinde yaşıyormuşum hissi veriyor. Körfez’in kirliliği konusunda tabi ki Sayın Başkan’ın 3 yıl hedefi vardı ama hepimizin bazı hedefleri var, ulaşamayabiliriz, beşinci yılda ulaşabiliriz. İZSU, su kaynaklarının yönetimi ve kayıp kaçakların önlenmesinde büyük ilerlemeler gösterdi. Körfez’in kirliliği konusunda, Büyük Kanal Projesi’nin büyük ilerlemeler kaydettiğini, Körfez’deki koku meselesinin büyük oranda çözüldüğünü, yağmur suyu ayrıştırılmasının geliştirilmesiyle de kanal üzerindeki baskının hafifletilerek sorunun giderilebileceği düşüncesindeyiz. Atıksuların bertaraf edilmesi konusunda, Türkiye’nin en çok atıksu arıtma tesisine sahibiz. İZSU da bizim kurumumuz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bizim kurumumuz, devletin her kurumu bizim kurumumuz. O yüzden ‘Merkezi hükümetin fiyat artışları deniyor, İZSU’ya zam’ deniyor. Biz buna karşıyız. Bunların hepsi zamdır. Öncelikle bunun kabul edilmesi gerekiyor. İYİ Parti olarak biz olumlu oy kullanacağız” diye konuştu.
BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI
"Aslında Özgür Bey’in konuşması büyük bir hayal kırıklığına uğrattı" diyerek sözlerine başlayan Başkan Soyer, "Not almak için çok sabırsızlanmıştım ama bir sayfayı dolduramadım. Ben kendi performansımı zaten pek beğenmem ama Özgür Bey’in performansı bugün çok düşüktü. Özgür Bey, ‘Siz kirletiyorsunuz, siz temizleyeceksiniz’ dedi. Özgür Bey, ‘siz’ meselesini karıştırıyor. Benim yüzme hayalim var. Yüzeceğim de! Az kaldı. Dilerim İzmir’de yaşayan herkesin hayali olsun; körfez bizim… Körfez’in kirliliğiyle değil, yüzülebilirliğiyle övüneceğimiz günler yaşayalım" dedi.
DÖRT HEDEFİMİZ VAR
Başkan Soyer sözlerini şöyle sürdürdü:
"İzmir’in su kaynaklarını yönetmekle ilgili başarımızı ölçmek için Meclisimizin 2019 yılında oybirliği ile koyduğu hedeflerin önemli bir referans olduğunu düşünüyorum. İZSU’nun birinci hedefi, İzmir’de yaşayan herkesin hanesine suyu ulaştırmak. Her bir İzmirlinin suya erişimini sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde sağlamak. Söylüyorum her gün kontrol edilen bir su akıyor çeşmelerinizden, rahatlıkla içebilirsiniz. Bu suyun hanelerden arıtma tesislerine ulaşması için gerekli altyapıyı kurmak ve atık suları en doğru şekilde arıtmakla mükellefiz. Bu da İZSU stratejik planının ikinci hedefi. Üçüncü hedefimiz, suyun doğadaki döngüsünü korumakla ilgili. Bu kapsamda İzmir derelerinin ve Körfezi’nin ekosistem temelli yönetimini sağlamak ve su kalitesini yükseltmek için çalışmaya devam ediyoruz. Ve son olarak… Dördüncü hedefimizle İZSU’nun su yönetimi konusunda öncü ve yenilikçi bir kurum olması için çalışıyoruz. Üç yıllık icraatlarımıza dönüp baktığımda, bu dört hedefin her birinde İzmir’de ne büyük bir değişim olduğunu görüyor ve bundan gurur duyuyorum. Yaptığımız yatırımların büyük kısmı yer altına gömülüyor veya uzmanları dışında pek kimsenin dikkatini çekmiyor. Ama biz hedeflerimizden taviz vermeden yatırımlarımızı bir bir tamamlıyoruz. Üstelik İZSU Genel Müdürlüğümüzün bu yatırımları sadece bugünün sorunlarına çözüm üretmiyor."
EN KRİTİK NOKTALARA NEŞTERİ VURDUK
Soyer, "Gelecekte karşımıza çıkması muhtemel problemlerin de önünü alacak işlere şimdiden imza atıyoruz. Bunun için sadece Küçük Menderes havzasında 500 milyon liranın üzerinde altyapı yatırımı yapıyoruz. 200 milyon liranın üzerinde yatırımla Torbalı ve Ayrancılar Arıtma Tesisi’nin kapasitesini bu nedenle artırıyoruz. Kentin en yoğun, en kalabalık mahallelerinde yüzlerce kilometre kazı yapıyoruz ve bugüne kadar ihmal edilmiş yağmur suyu kanallarını inşa ediyoruz. İzmir’in altına hiç kimsenin görmediği bir yer altı dereleri şebekesi kuruyoruz. Elbette kapatmakta gecikme olabilir. Doğrudur, vatandaşımızın rahatını konforunu bozuyoruz ama bunlar yapılmak mecburiye bozulan yolların, kazılan sokakların, aksayan trafiğin yarattığı rahatsızlığın bedelini göğüsleyerek yapıyoruz bunları. Bunları yapmaktaki gayemiz, İzmir’i sel taşkınlarından korumak ve biricik Körfezimizi temizlemek. Dahası, bizden sonra bu koltuklarda oturacak olanlara “geçmişte şu yatırımlar yapılmadığı için bugün bunları yaşıyoruz” dedirtmemek. Çünkü biz bugün bu bedeli ödemezsek ileride çok daha büyük bir vicdani sorumluluğun altına gireceğimizi biliyoruz. 1995 yılının Kasım ayını, 63 insanımızın sel sularında can verdiği o geceyi unutmadık. İklim krizi artık yüzleşmek zorunda olduğumuz bir gerçek. Geçen yıl 2 Şubat’ta bu kent, tarihinin en büyük yağışlarından birini yaşadı. Bir yıllık yağış toplamının yaklaşık yüzde 20’si bir gecede değil, birkaç saat içinde yağdı. Biz bunlara takdiri ilahi deyip geçmedik. Başka kentlerde yaşanan çok daha ağır felaketleri öne sürüp mazeret arayışına da girmedik. En acil, en kritik noktalarda neşteri vurduk.Güzelyalı Poligon Deresi civarı çok geniş bir havzanın yüzey sularının toplandığı ve şiddetli yağışlarda su baskınlarının yaşandığı bir bölgeydi. Poligon çevresi, Üçkuyular, 16 sokak ve çevresi, Balçova Hacı Ahmet Deresi ve Kemeraltı’nda yaptığımız çalışmalar ve imalatlar ile su taşkını problemini giderdik" diye konuştu.
TÜM ENGELLEMELERE RAĞMEN
Büyükşehir'in yaptığı çalışmaları anlatan Soyer, "2021 yılında ayrıştırma ve taşkınları önleme projelerimiz kapsamında 11 kilometrelik dere hattında düzenleme çalışmasını tamamladık. 916 kilometrelik dere hattında bakım ve temizlik çalışması yaptık. Dere yataklarını toplam 470 bin 565 ton atık malzeme çıkararak temizledik. Kent genelinde hizmet veren toplam 723 kilometrelik yağmur suyu hattını etkin ve verimli şekilde yönetmek amacıyla bakım ve temizlik çalışmaları tamamladık. Yağmur suyu hatlarını ayrıştırmaya yönelik çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Her çağdaş metropolde olduğu gibi şehrin yüzde yüzünü yağmur suyu kanalları ile buluşturacağız. Geçtiğimiz yıllarda Büyükşehir’e sonradan bağlanan ilçelerimizde büyük içme suyu yatırımları yapıldı. Çeşme, Dikili, Torbalı, Kiraz merkez, Seferihisar gibi birçok ilçemizde çalışmalar büyük ölçüde tamamlandı veya son aşamaya geldi. Tüm bunları ülkemizin ekonomi politikaları bakımından büyük bir öngörülemezlik içine sürüklendiği bir dönemde yaptık. Her gün değişen ve artan maliyetler karşısında özel sektör fiyatlandırma yapmakta dahi zorlanıyor. TÜİK verilerine göre bile her ay başka bir tablo ile karşılaşıyoruz. Örneğin 100 birime gerçekleştirdiğimiz bir işin yatırımın maliyeti sonraki ay 130'a çıkabiliyor. Dünya şampitonu var o da biziz. Venezualela geride kaldı. En kolay yöntem zam denildi. Pandeminin olumsuz etkilerinin üstüne ülkemizin içine sürüklendiği ekonomik kriz eklendiğinde mazeret üretmek için sayısız sebep var. Bütün engellere rağmen hedeflerimizden sapmadan ilerliyoruz. İcraat üretiyoruz. Kayıp ve kaçaklarla mücadelemizi hem metropol, hem de kırsal ilçelerimizde sürdürüyoruz. Çeşme'de tarihi nitelikte bir yatırıma devam ediyoruz. 1. ve 2. etap içme suyu şebekesi yenileme çalışmaları bitmek üzere. 3. etap çalışmaları da yine bu yıl başlayacak" dedi.
GÖRDES GERÇEK BİR FİYASKO
Gördes Barajı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Soyer, "Dikili’de şebeke yenileme ve yeni hatların oluşturulması çalışmaları tamamlandı. Eski hatlar iptal edilip artık yeni hattan ilçeye su verilmeye başlandı. Foça ilçemizdeki çalışmalar da tamamlandı. Kemalpaşa'nın çok sayıda köyünde şebekeler yenilendi. En sorunlu ilçelerimizden Kiraz merkezde 153 kilometrelik içme suyu hattı yapıyoruz. Seferihisar'da 250 kilometrelik hatta çalışmalar günbegün ilerliyor. Tire'de 88 kilometre, Torbalı'da 121 kilometrelik şebeke hattı bitirdik. Bu çalışmalar sayesinde Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 2023 için koyduğu yüzde 30 hedefini şimdiden yakaladık. Kayıp kaçak oranını merkez ilçelerde 2021 yıl sonu itibarıyla yüzde 26.99, çevre ilçelerde ise yüzde 30’un altına düşürdük. 86 Milyon metreküp dağa taşa akıyor dedi. Sanki sadece İzmir’de var gibi bir durum çıkıyor. Mesela saski yüzde 38 izmir yüzde 26-29 merkezde Balıkesir yüzde 39, urfa Ankara 25 yıl ak belediyecilik Bu duruma rağmen, İzmir’de kayıp kaçağın yarattığı gelir kayıplarından söz edenler oluyor. Fakat ben bugün sizlere İZSU'nun gerçek bir gelir kaybını açıklayacağım. Hem de belgeleriyle, reel rakamlarla… Biliyorsunuz DSİ'nin yaptığı ve kentimize yılda 59 milyon metreküp su verilmesi gereken meşhur Gördes Barajımız var. Meşhur diyorum çünkü sürekli olarak, 'İzmir'in suyu yoktu, İzmir'e suyu biz getirdik' şeklinde siyasi söylemler duyuyoruz. Hepimizin malumu olduğu üzere maalesef bu barajın tabanı delik idi ve yeterince su tutamıyordu. Şimdi ne yazık ki tüneli de çatladı arkadaşlar. Üzgünüm, gerçekten üzgünüm. Bu meşhur barajımız, en yüksek doluluk oranına yüzde 4 ile ulaşmış, bazen ise binde 8'e kadar düşmüş. Barajın tabanı delik. Tüneli çatlak. DSİ İzmir'e su veremiyor. Ama DSİ, İZSU'dan parasını almaya devam ediyor. 2016-2020 yılları arasında kurumumuz DSİ'ye 55 milyon 611 bin 838 TL ödeme yapmıştır. Ayrıca 2010-2014 yılları arası tahakkuk eden 45 milyon 94 bin 330 lira 20 kuruş anapara, 16 milyon 245 bin 78 lira 2 kuruş gecikme faizi olmak üzere 61 milyon 339 bin 408 lira 22 kuruş borç da ödenmek üzere yapılandırılmıştır. Şimdi gelelim işin bam teline. Eğer Gördes Barajı su tutabilseydi ve DSİ'nin taahhüt ettiği gibi kentimize yılda 59 milyon metreküp su verebilseydi 2011 ile 2021 yılları arasında toplam 649 milyon metreküp su musluklardan akacaktı. Ama olmadı, akamadı. Çünkü DSİ bu sürede ancak 189 milyon 791 bin 252 metreküp su verebildi. İzmirli hemşehrilerim 459 milyon 208 bin 748 metreküp sudan mahrum kaldı. Peki, 2011-2021 yılları arasında yıllara göre belirlenen su tarifeleri üzerinden hesapladığımızda İZSU'nun, DSİ'nin protokollere göre veremediği sudan uğradığı gelir kaybı nedir? 1 milyar 732 milyon 980 bin 323 lira 25 kuruş! Ne kadar adil bir alışveriş değil mi? İZSU bu geliri elde edebilseydi ne olacaktı? Bornova Kavaklıdere'de sırf Gördes'ten gelecek suyu arıtıp içme suyu kalitesine getirmek için kurulan arıtma tesisimiz atıl bir işletme durumuna düşmeyecekti. İZSU elde ettiği gelir ile kentimizin bütünüyle ihtiyaç duyduğu yatırımlara daha çok kaynak ayırabilecekti. Özetle, altı delik barajı DSİ yapıyor, parasını İZSU ödüyor. O barajdan su verilemiyor, bedelini İzmirli ödüyor. Aynı baraj Marmara Gölü’nü kurutuyor, köylüyü evinden ediyor. Biz kurtarmaya çalışıyoruz. Bu ülkede kamu zararı aranıyorsa, hiç düşünmeye gerek yok. Meşhur Gördes Barajı, Türkiye’de kamu zararına neden olan en hazin projedir. Gerçek bir fiyaskodur. Milyarlarca liranın ve doğamızın heba olmasına neden olmuştur" dedi.
BİR ÖNERİM VAR...
Gördes barajı ile ilgili bir öneride bulunan Soyer, "Kentimizdeki içme suyu ücretleri ile ilgili sık sık eleştiriler geliyor. Yani diyorsunuz ki ülkede iğneden ipliğe her mal ve hizmet üretiminin maliyetini yükselten bir ekonomik yıkım yaşansın ama İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu fiyatlarına yansıtmasın. Arkadaşlar İzmir bu ülkenin 81 vilayetinden biri değil mi? Nasıl olur da bir belediye ülkenin genel koşullarından etkilenmez? Fakat benim su fiyatlarını vatandaşımız lehine düzenlemek için daha gerçekçi bir önerim var. Tabanı delik, tüneli çatlak, vatandaşa su getiremediğiniz Gördes Barajı için bu proje gerçek anlamda işleve kavuşana kadar DSİ, İZSU’dan para istemesin. İZSU'nun bundan sonra ödemesi gereken miktarı anapara olarak, faiz işletmeden sabitlesin. Hiç kuşkunuz olmasın, kurumun bütçesi üzerinden kalkan yük İzmirlinin cebine de yansıyacaktır" diye konuştu.
AK BELEDİYECİLİK...
Soyer sözlerine şöyle devam etti: " Arıtma tesisleri konusunda İzmir olarak gurur duyulacak bir noktadayız. İzmir Türkiye’deki en çok ileri biyolojik atıksu arıtma tesisine sahip kent. Kentin atıksularının yüzde 97’sini bu yöntemle arıtıyoruz. AK belediyecilik, Bunun anlamı şu: Bizim tesislerimizden çıkan atıksular doğaya, denizlere, akarsulara bir damla bile kirlilik taşımıyor. Hatırlayın, geçen yıl Marmara’daki müsilaj meselesinin altında, bu bölgede ileri biyolojik arıtma yöntemlerinin çok kısıtlı oranda kullanılmasının yattığını bakanlık yetkilileri açıklamıştı. Biz İzmir’de böyle sorunla karşılaşmadıysak bu İZSU Genel Müdürlüğü’nün başarısıdır. Bugün 69 atık su arıtma tesisimiz işletimde. İleri biyolojik arıtma kapasitesi ile de ülke birincisiyiz. Yapımına 2021'de başladığımız Kemalpaşa Ulucak atık su arıtma tesisimizi bu yıl işletmeye aldık. Önümüzdeki süreçte yatırımlarını yaşama geçirmek üzere yeni arıtma tesisleri projelendirdik. İZSU Genel Müdürlüğü’müz Küçük Menderes’in pırıl pırıl akması için büyük bir seferberlik yürütüyor. 2019 yılından bu yana havza genelinde 531 milyon liralık yatırım planlandı. 173 milyon liralık yatırımla sürdürülen çalışmalar tamamlanırken, projelendirilen yeni çalışmalar 358 milyon liralık yatırımla devam ediyor. İZSU, Küçük Menderes Havzası’nda yer alan Kiraz, Ödemiş, Beydağ, Bayındır, Menderes, Selçuk, Tire ve Torbalı ilçelerinde yaşayan vatandaşların suyunu korumak, içme suyu altyapısını geliştirmek, yeni su kaynaklarını devreye almak ve kayıp kaçakları önlemek için çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Yapılan çalışmalar vatandaşların sağlıklı ve kesintisiz içme suyu ihtiyacını sağlamanın yanı sıra tüm dünyanın karşı karşıya olduğu kuraklık riskine karşı da önlem niteliği taşıyor.
EN BÜYÜK TEHDİT KURAKLIK
Kuraklığın en büyük tehdit olduğuna vurgu yapan Soyer, "Topraklarımız verimsizleşiyor, tarımsal üretimimiz olumsuz etkileniyor. Artık atıksu arıtma tesislerimizden çıkan suyu bir ekonomik değer olarak göstermek zorundayız. Bu suların yeniden kullanımıyla ilgili olarak geri kazanım tesisleri kuruyoruz. Kemalpaşa İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nde hayata geçirdik. Geri kazanım ünitelerinden elde ettiğimiz suyu, ilçe belediyemiz aracılığıyla kentsel yeşil alanların sulanmasında kullanıyoruz. Bayındır Hasköy Atıksu Arıtma Tesisimize kurduğumuz geri kazanım ünitelerinden “A sınıfı sulama suyu” kalitesinde su elde ediyoruz. Bu su, tarımda kullanılacak. Çeşme Reisdere Atıksu Arıtma Tesisi’ne geri kazanım ünitesi kurma çalışmalarımız devam ediyor. Bu tesisten geri kazanılan su, kentsel yeşil alanlarda kullanılacak. Su ve Kanalizasyon İdaremiz bu yatırımları en kısa zamanda Ödemiş Atıksu Arıtma Tesisi ve Tire İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesislerinde de gerçekleştirecek. İZSU’nun 9 ayrı atık su arıtma tesisine kurmayı planladığı geri kazanım üniteleri ile yıllık 36 milyon metreküp atık suyun yeniden değerlendirilmesi sağlanmış olacak. Bu kuraklık eğer tarım politikalarında değişiklik yapmazsak hepimize çok daha ağır bedeller ödetecek. Çoban envanteri yaptık. İzmir’in çobanlarını saydık. Neden? Mera hayvancılığının desteklenmesinin Silajlık mısır olağanüstü vahşi bir biçimde su tüketiyor. 300-400 metrelerde su çekemiyorsak bu nedenle kurudu. Tarımda söylem diye bir şey yok. Fiilen sokaktayız, tarladayız ve uğraşıyoruz" dedi.
SİZE GÜZEL BİR HABER VERECEĞİM
Körfez temizliği için yapılan çalışmaları anlatan Soyer, "Güzel bir haber vereceğim; Biliyorsunuz, İZSU Genel Müdürlüğü’nün TÜBİTAK işbirliğiyle yürüttüğü Oşinografik İzleme Projesi kapsamında arkadaşlarımız körfezdeki biyolojik çeşitliliği araştırmak ve belgelemek için 13 noktada dalış yapıyorlar. İşte bu fotoğraf o çalışmalar sırasında Bostanlı Sahili’nde çekildi. Nisan 2022. Bu gördüğünüz canlı bir kabuksuz deniz salyangozu, sadece temiz sularda yaşayan bir tür. Yumurtalarını da bırakmışlar yani üreyecekleri ve burayı mesken edindikleri anlamına geliyor. Aynı tür Bayraklı ve Konak’ta da görüntülendi. İç körfezde ilk kez görülüyor. Yani İzmir Körfez’i onlarca yıl sonra yeniden yavaş yavaş hayata dönüyor. Ülkemiz enerji alanında, maalesef çok büyük oranda yurtdışına bağımlı. Kur hareketlerine bağlı olarak da enerji fiyatları sürekli artıyor. Bu da her alanda kaçınılmaz olarak maliyet artışına yol açıyor. Alternatif enerji kaynaklarına yönelmek büyük önem taşıyor.Bu nedenle İZENERJİ şirketimiz bünyesinde İzmir Elektrik Tedarik Anonim Şirketi’ni, kısa adıyla İZETAŞ’ı kurduk. İZETAŞ’ın önceliği, ilk etapta belediyemiz ve iştiraklerinin enerji ihtiyacını karşılamak. İZETAŞ, büyükşehir belediyemizi enerji tedarikindeki fahiş kar oranlarına karşı koruyor ve elektrik için harcanan bütçesini yüzde 22 oranında düşürüyor. İZETAŞ ile İZSU’nun yıllık enerji ihtiyacının 200 milyon kilovat saatini karşılamak için bir sözleşme imzaladık. Belediyemizin tüm birimleri projeye dahil olduğunda İZETAŞ’ın belediyemize bir yılda sağladığı kazanç yüzde 22 düşük maliyet ile 297 milyon lira olacak. Bu rakam 5 yılda 1 milyar 485 milyon demek. Yani İzmir için kilometrelerce yeni metro, yol, viyadük, tünel, arıtma ve yeşil alan yatırımı demek. Çok mütevazı imkanlarla elde edilmiş bu büyük başarının tek bir sırrı var. Şehrimizi yönetirken sadece halkımızın menfaatini düşünmemiz" diye konuştu.
KABUKSUZ DENİZ SALYANGOZU KÖRFEZ'DE YAŞAMAYA BAŞLADI
İZSU Genel Müdürlüğü’nün TÜBİTAK ile yaptığı proje kapsamında Körfez’in 13 noktasında dalış yapıldığını belirten Soyer, salonda bulunan dev ekrandaki kabuksuz deniz salyangozunun bulunduğu bir fotoğraf gösterdi. Soyer, “Bu gördüğünüz kabuksuz deniz salyangozu… Sadece temiz sularda yaşayabilir. Bu fotoğraf Bostanlı’da çekildi. Bayraklı ve Karşıyaka sahilinde de görüntülendi” dedi.
ELEKTRİK ÜRETİMİ VURGUSU
"Emin olun bu memleketin oligarkları var" diyen Soyer şunları söyledi:
Enerji arz güvenliği için kaynak çeşitlendirmesini sağlamak İZSU’nun enerji stratejisinin ana hedeflerinden biri. Yıllık 400 milyon kWh enerji tüketimi olan İZSU, 2023 yılı sonuna kadar yüzde 15 enerji tasarrufu hedefi ile yıllık 60 milyon kWh enerji tasarrufu yapmayı, 2025 yılı sonuna kadar toplam tüketimin yüzde 31’ini yenilenebilir enerji kaynakları ile sağlamayı hedefliyor. Enerji izin süreçleri devam eden ve 2022 yılında yapımlarının tamamlanması planlanan santrallerden elde edilecek enerji ile İZSU’nun yıllık kazancı 30 milyon lira olacak. İZSU yasa gereği giderlerini su satışından sağlamak durumunda olan bir kurum. Yani suyun fiyatlandırmasını ülkenin ekonomik koşulları doğrultusunda yapmak zorunda. Fakat bir yandan da sosyal belediyecilik anlayışını hizmetlerimize yansıtmayı sürdürüyoruz. Ülkemizde ekonomik gidişatın 2018 itibarıyla ciddi şekilde bozulmaya başladığını biliyoruz. Bu koşullar altında 2019 yılının ikinci yarısında su fiyatında indirim yaparak abonelerine destek olduk. Tüm imkanlarını zorlayarak 2021’in ikinci yarısında 100 milyona yakın gelir bütçesinden vazgeçerek zam yapmadık. Yazık ki son 1 yılda ekonomik bozulma hızlı bir ivme ile ekonomik krize dönüştü. Giderlerdeki aşırı fiyat artışı su fiyatını yeniden değerlendirme zorunluluğu getirdi. Bu kurumun hizmetlerini sürdürmesi için ayakta kalması şart; temiz içme suyunu, sağlıklı kanallardan vatandaşlara ulaştırmak zorunda, atık suları arıtmak zorunda, yağmur sularını kanallardan ayırmak, yeni projeleri hayata geçirmek zorunda. Bir evinizdeki elektrik faturasına bir de su faturasına bakın. İçinde İZSU’yla ilgisi olmayan ve ilçe belediyelerimize gönderilen katı atık bedeli olmasına rağmen, su faturası elektrik faturasından çok daha makul düzeyde. Bunu, ülke genelindeki zamları abonelere en asgari haliyle yansıtarak başarıyoruz. Dahası, ateş pahasına dönmüş piyasa koşullarına rağmen İZSU dezavantajlı kesimi korumaya devam ediyor. Engelli abonelerimize yüzde 50 indirim uyguluyoruz. Tarımsal ve hayvan yetiştiren abonelerimize ve küçük esnafa yönelik de özel uygulamalarımız var. İnsani destek tarifesi oluşturduk. Belediyemizden nakdi destek alan abonelere, şehit ve gazi yakını abonelere 10 metreküpe kadar kullandıkları suyun beşte birini ücretsiz veriyoruz. Bu abonelere aynı zamanda yüzde 50 indirim uyguluyoruz. 2021 Eylül’de Dünya Belediyeleri Birliği Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yaptık. Bu zirvede, insanlığın pandemi ve iklim kriziyle yüzleştiği büyük dönemeçte, yeni bir kültürel temele ihtiyacımız olduğunu ifade ettik ve “Döngüsel Kültür” adıyla yeni bir kavram tanımladık" diye konuştu.
İZMİR'DE ÜÇ YILDA SERGİLEDİĞİMİZ DURUŞUN ÖZETİ...
Soyer sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Döngüsel kültür, dört ana sütun üzerinde yükseliyor.
Doğamızla uyum. Birbirimizle uyum. Geçmişimizle uyum. Ve son olarak, değişimle uyum. İzmir’de ortaya attığımız ve şimdiden dünya belediyeleri arasında geniş teveccüh gören döngüsel kültür kavramının omurgasını “uyum” kelimesi oluşturuyor. Öte yandan, dünyayı iyi yönde değiştirmek için ihtiyacımız olan en önemli şeyin cesaret olduğuna inanıyorum. Cesaret ve uyum… Birbirine zıt gibi görünen bu iki kelime, İzmir’de üç yıldır sergilediğimiz duruşun kısa bir özetidir. Çünkü kişisel menfaatlerin yerine uyumu savunmak, cesaret ister. Gündelik, dar, basmakalıp dogmalara sığınmak yerine, doğayla ve birbirimizle uyumu savunmak cesaret işidir. Birbirimizle helalleşmek ve ortak aklı savunmak yazık ki ülkemizde bir cesaret işidir. Değişimle uyum sağlayacağız demek, aslında “biz buraya emniyetli sularda yüzmek için gelmedik” demektir. Düzenin tekerine çomak sokmaktır. Hamaset yapmak, bölmek ve parçalamak yerine kardeşliği ve barışı savunmak cesaretin aynasıdır. Cesaret ve uyum… Önümüzdeki yıllarda İzmir’de ve ülkemizde bu iki değere çok daha fazla ihtiyacımız olacak. 2021 yılında, tüm belediye birimlerimiz için geçerli olduğu gibi İZSU çalışmalarımızı da cesaret ve uyumu esas alarak yürüttük. Bunun sonucunda, önümüzdeki tüm zorluklara rağmen 2019 yılında koyduğumuz dört hedefimizi gerçekleştirme yolunda başarılı adımlar attık. 2022 yılının şehrimizdeki uyumu daha da çoğaltan bir yıl olmasını diliyor, çalışmalarımızın başarıyla sürmesini sağlayan İZSU ailesine huzurlarınızda sonsuz teşekkür ediyorum ve samimiyete davet ediyorum. Göreceksiniz daha iyisini yapmaya muktediriz."