CHP'li 11 Büyükşehir Belediyesinin Meclis AK Partili Grup Başkanvekilleri, Ankara'nın ardından İzmir'de bir araya geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal'ın ev sahipiğinde, AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıya, İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin, Hatay, Aydın, Tekirdağ, Muğla, Eskişehir Grup Başkanvekilleri katıldı.

Yapılan toplantının ardından yapılan ortak basın açıklamasını İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal okudu.

11 Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekilleri adına açıklamayı yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “ Yaşadığımız şehirler medeniyetimizin aynasıdır. Milletlerin medeniyet yolunda mesafe alabilmeleri şehirlerin kaderiyle doğrudan ilintilidir. Şehirlerin geleceği ise; yöneticilerinin vizyon ve becerileri ile doğru orantılıdır. Milletimiz 20 yıldır iktidarda olan AK Partimize, İstanbul, Ankara, başta olmak üzere bazı Büyükşehirlerde ‘denetim’ yetkisi verdi. Milletimizin verdiği kararı baş tacı ederek, yereldeki muhalefetimizde denetim emanetinin hakkını vermeye çalışıyoruz. 4. yılına girdiğimiz bu hizmet döneminde, bizler 11 Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Grupları olarak, yönetimi elinde bulunduran CHP’li Belediye Başkanlarının meclislerimize getirdiği dosyalarla ilgili, yapıcı, yol gösterici ve halkımızın faydasına olan tüm konularda katkı sunduk ve sunmaya devam ediyoruz” diye konuştu.


“BELEDİYELERİN MERKEZİ İDAREDEN ALDIĞI PAY YÜZDE 500 ARTMIŞTIR”

Geldiğimiz noktada görmekteyiz ki; CHP’li Belediye Başkanları tarafından yönetilen 11 Büyükşehrimiz, her geçen gün geriye gitmektedir. Seçim döneminde verdikleri sözleri yerine getiremeyen CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları, her seferinde bu beceriksizliklerini örtecek bir başka mazeret örtüsünün altına saklanmaktadır. CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanının bir araya gelerek, belediyecilik adına bir tane somut projelerini kamuoyuna duyuramamış olmaları, hizmette birlik değil, algı, mazeret ve yalanda birlik motivasyonuyla hareket ettiklerini ortaya koymaktadırHükümetimiz, dünyada yaşanan enerji fiyat artışları, tedarik zinciri sorunu, tahıl krizi gibi pek çok konuda yaşanan ve milletimize de yansımaları olan ekonomik sorunlar karşısında, tüm imkânlarıyla milletimizin yükünü hafifletecek tedbirler almıştır. Bununla birlikte yerel yönetimlerimizin de halka hizmet noktasında sıkıntı yaşamaması için, hiçbir ayrım gözetmeksizin, tüm belediyelerimizin gelirlerini de çok ciddi oranda artırmıştır. Örneğin; İBB’ye 2020 yılında merkezi idareden ortalama aylık 1,4 Milyar TL gelmişken, 2022 yılının Haziran ayında 7,2 Milyar TL para gönderilmiştir. Yani belediyelerimizin merkezi idareden aldıkları pay, ortalama % 500 artmıştır. Bu durum İzmir, Ankara başta olmak üzere diğer Büyükşehirlerde de böyledir. Bu rakamlar bile tek başına CHP’li Belediye Başkanlarının ardına sığındıkları ve bahane ettikleri ‘maliyet artışı’ yalanlarını çürütmektedir. Gerçek böyleyken, CHP’li Belediye Başkanları, vatandaşın yükünü almak yerine, ya da bu konudaki çözüm önerilerini sunmak yerine, yapacakları zamların mazeretini bildiri haline getirmektedirler. CHP’li Büyükşehirlerin temel yaklaşımları, zor günde vatandaşın yanında olmak değil, olan biteni seyredip, üstüne bir de bunu siyasi ve ekonomik fırsata çevirmekten öteye geçmemektedir. Ama unutmamak gerekir ki; mazeret ve fırsatçılığın gölgesinde ne siyaset, ne hizmet ne de başarı ağacı yeşerir. Bahanelerin gölgesinde sadece ve sadece ‘hayal kırıklığı ve pişmanlıklar’ büyütülür. Yine unutmamak gerekir ki; hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz.


“ŞEFAF OLMAYAN BİR YÖNETİM VAR”

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı bugüne kadar defalarca bir araya geldiler. Yayınladıkları acziyet deklarasyonlarının hiçbirinde kendi yapabildikleri tek bir projeden bahsedemediler. Kamuoyunun önüne, yönettikleri şehirlerde uygulamaya koydukları tek bir özgün projeyle çıkamadılar. İşte bunun içindir ki, söz konusu başkanlar, yerel siyasetin gerçeklerinden kaçarak ülke siyasetinin üstlerine vazife olmayan konuları arasında boğulup kalmaktadırlar. Bugün Ege’nin incisi ülkemizin güzel İzmir’indeyiz. Maalesef ve üzülerek ifade etmekteyiz ki, 3. sınıf belediyecilik anlayışıyla yönetilen İzmir’de, şehrin gerçek ihtiyaç ve beklentilerinden uzak, idari ve mali disiplinden yoksun, liyakat ve ehliyetten nasibini almamış, partizanlığın ve adam kayırmacılığın zirve yaptığı, şeffaflığın olmadığı bir yönetimle karşı karşıyayız.Meclis çoğunluğunun kendilerinde olmasına rağmen, diğer tüm büyükşehirlerde söyledikleri yalan gibi İzmir halkına da ‘engelleniyoruz’ yalanı söylenmektedir. Belediyecilik öncelikle niyet ve kabiliyet işidir. İzmir bugün hem niyet hem de kabiliyet yoksunlarının kurbanı olmaktadır. Diğer büyükşehirlerde olduğu gibi, İzmir’de de tartışmaların ülke siyasetine dair yapılıyor olması, kamuoyunun ilgisini yerelden genel siyasete çekerek, yerel performans sorgulamasından kaçma amacı taşımaktadır. AK Parti Meclis Gruplarının temel misyonu, işte bu noktada dikkatleri yerele çekmek, seçmen adına hesap sormak, vaatlerin takipçisi olmak, algı-manipülasyon oyunlarına karşı uyanık olmak, kamuoyunu uyarmak ve halkımızın menfaatine olan projelerin ivedilikle halkımıza ulaşmasıdır.


“’ENGELLENİYORUZ YALANI ARTIK BAYATLAMIŞTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıl sonra Irak'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıl sonra Irak'ta

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanının bir araya geldikleri ve her seferinde, temcit pilavı gibi ortaya koydukları ‘’engelleniyoruz’’ yalanı artık bayatlamıştır. Şehirlerimizde yaşayan insanlarımız gördükleri hizmetsizlik ve beceriksizlikleri not etmektedir. Ve zamanı gelince değerlendirmesini yapacaklardır. Bu beceriksizliklerin en bariz örneklerini şu an içinde bulunduğumuz İzmir’imizden vermek isteriz; Buca Metrosunun onayının alınmasının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen hala bir arpa boyu yol alınmamış olması ‘’engellenme’’ değil, ‘yönetim beceriksizliğidir’. ‘’Engelleniyoruz’’ diye algı oluşturulan Çiğli Tramvayının hükümetimiz tarafından yatırım planlarına alınmış olması, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesinin algısının çöktüğünün ispatıdır. Şehrimiz için hayati önem taşıyan Karabağlar ilçemizdeki, ‘’Üniversite ve Toplu Konut’’ projesinin CHP’li belediye tarafından yargıya taşınması, CHP’nin genlerinde var olan ‘takoz siyasetinin’ en önemli göstergesidir.


İzmir trafiğini rahatlatacak projeleri hayata geçirmek zor, Atina’dan üstüne vazife olmayan siyasi demeçler vermek kolaydır. Opera binasını inşa etmek zor, İzmirlinin parasını yandaş sanatçılara dağıtmak kolaydır. Buca-Otogar yolunu hızlandırmak zor, İzmir’e özel bayrak ve özel para hayalleri kurmak kolaydır. Yangın helikopteri almak zor, heykel yapmak ve heykel saydırmak kolaydır. Tire Süt Kooperatifini geliştirmek zor, eşinin başında olduğu kooperatifi şaibeli şekilde yandaşlarıyla paylaşmak kolaydır.


“MEYDAN OKUYORUZ”

Diğer tüm CHP’li büyükşehirlerde olduğu gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi de kolay olanı yani beceriksizliği tercih etmiştir. Aynı Beceriksizlik ve hizmetsizlik İstanbul ve Ankara ve diğer CHP’li belediyelerde de kendini göstermektedir. Tatilden kalan zamanlarında, reklam filmi çekmekten başka hiçbir icraat yapmayan İBB Başkanının, üç yıl boyunca kapısına kilit vurup çürümeye terk ettiği Anka Park’ta sıkılmadan basın toplantısı yapan ABB Başkanından farkı yoktur. Bu güne kadar milletimizin huzurunda defalarca sorduk, bundan sonra da sormaya devam edeceğiz. Bugün burada İzmir’den tüm halkımızın huzurunda, Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlarına bir kez daha soruyor ve meydan okuyoruz.


“AK BELEDİYECİLİK İLE HER YERİ BULUŞTURMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Yönettiğiniz şehirlerde belediye meclislerine herhangi bir proje getirdiniz de AK Parti Meclis Grupları olarak hayır mı dedik? Ya da merkezi idareden gelen kaynaklarda tek bir kuruşunuz eksik mi geldi? CHP’li 11 Büyükşehir Belediyesinin Başkanını, bu soruların cevaplarını dürüst bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaya ya da kendi belirledikleri mecralarda milletimizin huzurunda tartışmaya davet ediyoruz. Ve yine bizler Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla, Tekirdağ Büyükşehir Belediyeleri AK Parti Grup Başkanvekilleri olarak diyoruz ki; CHP’li belediye Başkanlarının, yönettikleri şehirlerin sorunlarını çözmek yerine ‘beceriksizliklerini’ örtmek için gündem değiştirmelerine geçit vermeyeceğiz. CHP’li başkanların, asli görevlerinin dışında her konuda polemik üretme çabalarının gerçek maksadını biliyor ve bu gerçeği her mecrada milletimizle paylaşmaya devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Şehirlerimizde yaşayanların hak ve hukuklarını, CHP’li başkanların algı-manipülasyon ve yalanlarına kurban etmeyeceğiz. ‘’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’’ şiarıyla ülkemizin her bir karış toprağında eser üreten AK Parti’mizin gönül belediyeciliğini milletimize anlatmaya ve milletimizi bu şehirlerde ‘’AKBelediyecilikle’ yeniden buluşturmak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz.


"CHP'Lİ YÖNETİCİLER AÇIKLAMALI"
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in, Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar'ın görevden alınmasının ardından yaptığı "Belediyelerimize saldırıyorlar, algı yaratmaya çalışıyorlar" açıklamasının sorulması üzerine konuşan Hızal, "Yargının verdiği bir karar var, asıl algıyı yapan CHP'li yöneticiler. İzmir genelinde CHP'li belediyelerde ciddi sorunlar var. İlçenin birinde Urla'da FETÖ ile iltisaklı bir belediye başkanı görevden alındı. Menemen'de yolsuzluktan dolayı görevden alınan bir belediye başkanı var. Menderes'te de rüşvet soruşturması kapsamında görevden alınmış bir belediye başaknı var. CHP'li yöneticilerin İzmirlilere bunları kimin aday gösterdiğinin hesabını vermesi gerekir" dedi.
Hızal bir sonraki toplantının Tekirdağ'da yapılacağını duyurdu.

Hızal, CHP'li Yücel'in "AK Parti sandığın dibini görecek" söylemine ise "Aç tavuk kendini darı ambarında görür" ifadeleriyle yanıt verdi.

"KARAR YANLIŞ!"

Buca Metrosu hakkında Danıştay’ın verdiği kararı ve Başkan Tunç Soyer’in metronun yapılmasının önünde hiçbir engel yok açıklamasını değerlendiren Hızal, “Mahkeme kararı objektif kriterler ile yorumlanır. İzmir 4. İdare Mahkemesi ihale komisyonun 529 Milyon fazla bedele veren firmaya ihale verilmesini iptal etmiştir. Bunun yanlış olduğunu düşünen Büyükşehir bunu Danıştay’a taşıdı ve Danıştay verdiği kararla senin aldığın karar yanlış, mahkemenin kararı doğru demiştir. İzmir Büyükşehir Belediyesi yanlış olan bu kararın arkasında ısrarla neden duruyor?