Vefatının yıl dönümünde anılıyor Vefatının yıl dönümünde anılıyor

İzmir'de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki depremde 11 kişinin öldüğü Yağcıoğlu Apartmanı davasında sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada konuşan tutuklu müteahhit Şerafettin Ağar (71), "B bloktaki yıkılmanın tek sebebi, 23 numaralı kolonun kesilmesidir. Bundan dolayı suç duyurusunda da bulundum. Benim inşaatlarım yıkılmaz" dedi.

Ege Denizi'nde, 30 Ekim 2020'de meydana gelen ve merkez üssü Seferihisar ilçesi açıkları olan 6.6 büyüklüğündeki depremde 11 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin de yaralandığı Yağcıoğlu Apartmanı ile ilgili başlatılan soruşturma kapsamında fenni mesul Orhan Ayber (80) ve müteahhit Şerafettin Ağar gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Ağar ve Ayber, tutuklanıp cezaevine gönderildi. İlerleyen yaşı ve sağlık sorunları sebebiyle Ayber, bir süre sonra tahliye edildi. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianamede Dokuz Eylül Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenlerinden oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetinin raporuna yer verildi. İddianamede, "Projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, yapım denetimindeki yetersizlik nedeniyle binanın yıkılmış olduğu görüşüne varılmıştır" denildi.

AYRI AYRI 22,5 YIL HAPİS İSTENİYOR

Raporda ayrıca, binanın yıkılmasında; statik proje müellifinin, statik betonarme projeye onay veren mercilerin, bina fenni mesulünün, sürveyanının, müteahhidin, tadilat ruhsatıyla yapı kullanma izin belgesi aşamasında ruhsat ve izni düzenleyen mercilerin sorumlu olduğu görüşüne yer verildi. İddianamede, Yağcıoğlu Apartmanı'nın müteahhidi Şerafettin Ağar ile fenni mesulü Orhan Ayber hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan ayrı ayrı 22,5 yıl hapis cezası istendi. Ayrıca, bina inşaatı sürveyanı Ahmet A.'nın henüz yakalanamadığı, binada yapılan tadilatın sürveyanı Adnan A.'nın ise hayatını kaybettiğinin belirlendiği kaydedilen iddianamede, kamu görevlilerine ilişkin dosyanın ise 4483 sayılı 'Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun' kapsamında ayrılarak Memur Suçları Soruşturma Bürosu'na gönderildiği belirtildi. İddianame, İzmir 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

'BİRİKEN SU POMPALARLA ÇEKİLİYORDU'

İzmir 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2'nci celseye tutuklu sanık Şerafettin Ağar'ın yanı sıra müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Tutuksuz sanık Orhan Ayber ise duruşmada yer almadı. Celsede ilk olarak Yağcıoğlu Apartmanı arsa sahiplerinden Halil Yağcı tanık olarak dinlendi. Arsayı kat karşılığı müteahhit Şerafettin Ağar'a verdiğini belirten Yağcı, "Şerafettin'i önceden beri tanırdım. Arsayı da kat karşılığında verdik. Temel atılışını da, binanın yapılışını da biliyorum. Ancak kalite olarak bir şey diyemem. B bloğun temeli yapıldıktan sonra su birikmeye başlamıştı. Biriken su zaman zaman pompalarla çekiliyordu. Apartmanda benim de dairem vardı ve depremde kızımı kaybettim. B blokta olduğu gibi su birikintisi diğerlerinde de oluyordu. Ancak A blok yıkılmadı. Allah'ın takdiri" ifadelerini kullandı.

Yağcı, önceki depremlerde binada ciddi hasar olmadığını, sadece sıva çatlağı olduğunu da belirtti. Müteahhit Ağar'ın kolon kesildiği yönündeki iddiaları da sorulan Yağcı, "Apartman bittikten sonra bodrum kat tamamen kullanılmaya başlandı. Kolon kesildiği iddiaları kesinlikle doğru değil. Bodrum kata içeriden olduğu gibi dışarıdan da giriş vardı. Sonradan yapılmadı. Dışarıdan yapılan giriş için kolonun kesilip kesilmediğini bilmiyorum. Bodrum kat tamamen boş olarak teslim edildi. Bir süre o şekilde kaldıktan sonra binada oturanların fazla eşyalarını koymaları için bölmeler yapıldı. Yönetici zemine pompa taktırmıştı. Su doldukça tahliye ediyorlardı. Yağmur yağdığında su biraz birikiyordu. Zemin etüdünün yapılıp yapılmadığını bilmiyorum" diye konuştu.

'MALZEME KALİTESİZ OLSAYDI KALFA DAİRE ALIR MIYDI?'

Duruşmada söz alan ve binanın kolon kesilmesi sebebiyle yıkıldığı iddiasını yineleyerek suç duyurusunda bulunduğunu açıklayan tutuklu sanık müteahhit Şerafettin Ağar, "Herkes sudan bahsediyor. Ben bu konuda uzmanım. 1989 yılında müftülük binasına kuru beton döküp zemindeki suyu yok ettim. Uzmanlığım bu. Yağcıoğlu Apartmanı'nda da bir gram su yoktu. Eğer zeminde su olsaydı inşaatı yapmazdım. Dışarıdan açılan kapı sebebiyle bodruma su dolmuştur. B bloktaki yıkılmanın tek sebebi 23 numaralı kolonun yıkılmasıdır. Bundan dolayı suç duyurusunda da bulundum. Benim inşaatlarım yıkılmaz. Kendi kalfama oradan daire verdim. Eğer kullanılan malzemeler kalitesiz olsaydı kalfa o daireyi kabul eder miydi?" ifadelerini kullandı.

TUTUKSUZ SANIĞIN TUTUKLANMASINI İSTEDİLER

Sanığın ardından söz alan şikayetçi avukatları, tutuksuz sanık Orhan Ayber'in de tutuklanmasını isterken, Ağar'ın avukatı ise müvekkilinin tahliyesini talep etti. Konuşmaların ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Ağar'ın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, Ayber için istenen tutuklama talebini ise kabul etmedi. Mahkeme başkanı, B bloğun risk analizinin yapılıp yapılmadığı konusunda Bayraklı Belediyesi'ne yazılan yazının akıbetinin sorulmasına, Şerafettin Ağar'ın suç duyurusunun akıbetinin sorulması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına ve yaşıyla sağlık durumu dikkate alınarak Orhan Ayber'in duruşmalara katılıp katılmamasını kendi kararına bırakarak duruşmayı 16 Şubat 2022 tarihine erteledi.