Integral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız, kararsız seçmenin tutumu, Erdoğan’ın adaylığı ve partilerin seçmenlere yönelik olarak izlediği siyasal hat ile ilgili değerlendirmeler yaptı.

Aliağa’da Çanakkale Şehitleri düzenlenen törenle anıldı Aliağa’da Çanakkale Şehitleri düzenlenen törenle anıldı

KARARSIZ AK PARTİ SEÇMENİNİN YÜZDE 80’İ GERİ DÖNMEYE HAZIR
Araştırma şirketli olarak kararsız seçmen nezdinde yaptıkları çalışmalar hakkında konuşan Yaldız, “İzmir’de karasızlar yüzde 20’nin üzerinde. İntegral araştırma şirketimizin mayıs ayının sonunda, haziran ayının başlarında İzmir’in 30 ilçesinde yaptığımız bir araştırma vardı. Bu araştırmamızda ‘kararsız ve sandığa gitmeyeceğim’ diyen yüzde 20’lik bir kitle vardı. Bu kitleyi tekrar aradık, tekrar sorduk, düşüncesinde değişenler var mı? Varsa ne yönde değişmiş? Ve önümüzdeki siyasi gündeme dair neler düşünüyorlar? Tekrar araştırma yaptık. Bu araştırmamızda yüzde20’nin, yüzde 2’si kadarının düşüncesi netleşmiş. Ağırlıklı olarak Ak Parti ve CHP olarak tercih etmişler. Diğer partiler karar veren kararsızlar üzerinde çok varlık gösterememişler. Burada önemsenecek konu bence şu; Kararsızların ağırlık merkezi AK Partililer. Yani yüzde 20’lik kararsızların yüzde 10’luk bir bölümünü AK Partililer oluşturuyor. Ancak AK Parti’nin kararsız seçmeninin yüzde 80’i ikna edilmeye hazır. ‘AK Parti seçmeni tekrar Ak Parti’ye oyunu verir mi?’ diye tartışmalar oluyor. Sadece ‘asla geri dönmem’ diyen bir yüzde 20’lik pay var. Şartlı dönmeyi kabul var. Daha iyi yönetim, ekonomik toparlanma, mülteciler geri dönerse dönerim diyen bir seçmen var. Mülteci meselesinde AK Parti’nin daha radikal tavırlar alması gerektiğini savunuyorlar. Mülteci sorununu çözerlerse kararsızların yüzde 15’i geri dönerim diyor” şeklinde konuştu.

SEÇİM İKİNCİ TURA KALIRSA KARARSIZLARIN TERCİHİ MANSUR YAVAŞ
Seçimin ikinci tura kalması durumunda kararsızlardan gelen tavrı da değerlendiren Yaldız, “Erdoğan-Kılıçdaroğlu, Erdoğan-Yavaş ve Erdoğan-İmamoğlu gibi bilindik 3 adayı sorduğumuzda Erdoğan’ın kararsızlar hanesinde Kılıçdaroğlu’na üstünlük sağladığını görüyoruz. Kararsız ve protest seçmen hanesinde Kılıçdaroğlu ile yarışırsa daha fazla oy alıyor. Tabi ki sadece kararsızlarda. Ekrem İmamoğlu ile karşılaştığından ise Ekrem İmamoğlu kararsız seçmen hanesinde bir 10 puan kadar yüksek Recep Tayyip Erdoğan’dan… Mansur Yavaş ile karşılaştırdığında ise kararsızlarda Erdoğan, büyük hayal kırıklığına uğruyor. Erdoğan’ın kararsız oyu yüzde 22-23 bandına kadar düşüyor. Mansur Yavaş’ın ise yüzde 60’ın üzerine çıkıyor. Mansur Yavaş’ı İzmir’deki anketlerde de, Ege Bölgesi’ndeki çalışmalarda da farklı kılan geçmiş siyasi kimliğinin ve 3 yıllık belediye başkanlığı döneminin etkisiyle, Cumhur İttifakı cephesinde bir devr-i sabık korkusu yaşatmıyor olması. Mansur Yavaş gelirse Cumhur İttifakı ortakları ve seçmeni iktidar kaybederse bir devr-i sabık korkusu yaşamayacakları için hem MHP hem de AKP cephesinden tahminlerin çok üzerinde oy geldiğini yaptığımız tüm çalışmalarda görüyorduk. Bunun dışında Türkiye’nin diğer illeri ile ilgili elimizde kayda değer bir veri şu an yok’’açıklamalarında bulundu.

PARTİLER SEÇMENİ KAFESLEMEK İSTİYOR
Partilerin kendi seçmenlerini tutmak adına konsiladasyona yöneldiklerini ve bunun bir biçimde seçmeni kafesleme taktiği olduğunu da aktaran Yaldız, “Türkiye’de siyasal ve toplumsal kutuplaşma ikliminin Türk siyasetini dizayn etme noktasında ne anlama geldiğini son 10 yılda hem iktidar sahipleri hem de herkes öğrenmiş oldu. Şu an yapılanlar, üst perdeden konuşmalar, o kavga ediyormuş gibi görünmelerin altında aslında tamamen seçmenin gerçek gündemden uzaklaştırıp değerler,siyasi-ideolojik konular, birtakım karşıtlıklar, birtakım düşmanlıklar, birtakım korkular ve kaygılar üzerinden üzerinden seçmen biçimlendirilmeye ve kafeslenmeye çalışılıyor… Halkın anlayacağı dilde diyorum. Herkes kendi seçmenini kafesin içinde tutmaya çalışıyor. Bunun içinde sanal kavgalar, üst perdeden konuşmalar, belki ülkeler arası savaş hikayeleri var. Yunanistan 19 adacığımızı, kaya parçamızı 7-8 yıl önce işgal etti. Muhalif medya, bu işgalleri defalarca manşetlere taşıdı. Ben Sözcü Gazetesi’nde 8 sene önce bunları okudum. Şimdi sayın iktidarımız kavgayı şu anda seçime 9 ay kala veriyor Yunanistan’la. Biz şimdi bu konuda samimi olduklarını mı düşünelim, yoksa Yunan Türk gerilimi üzerinden milliyetçi bir cephe blokajını mı düşünelim. Hangisini düşleneceğimizi bilemiyoruz. X kanallarını seyrediyorsanız ‘Allah Allah Yunanistan’a yürüyeceğiz, adalarımızı alacağız, haddini bildireceğiz’ falan. Bir bakıyorsunuz bu hikâye dün başlamadı. Adacıklar kaya parçaları 10 yıl önce işgal edildi” dedi.

ERDOĞAN HUKUKİ OLARAK YENİDEN ADAY OLABİLİR Mİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ına adaylığına dair bir hukuksal tartışmanın olacağına değerlendirme yapan Yaldız, “Anayasa’da açık ve net bir şekilde bir kişinin Türkiye’de iki kez üst üste Cumhurbaşkanı seçilebileceği yazıyor halen. Türkiye’de başkanlık sistemine geçilirken yapılan referandum paketinde bu gözden kaçmış bence. Kaçmamış olsaydı bugün meşruiyet krizine yol açmazlardı. O maddeyi de kesinlikle bir ekle veya da bir düzenleme ile o paketin içerisine koyarlardı. Unutulmuş, atlanmış ve bugün bir meşruiyet tartışması bunun üzerinden yapılıyor. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun bir açıklaması var Erdoğan’ın hukuksal olarak aday olmayacağına yönelik. O nedenle Haziran’da yapılması gereken seçimlerin Mayıs veya Nisan’a alınması gibi birtakım önlemler alınması gibi birtakım önlemler düşünülüyor ancak 2 ay öne alınması erken seçim olur mu hukuken o da ayrı bir tartışma. Türkiye’de herhalde tartışmayacağımız bir konu kalmayacak. Cumhurbaşkanının diploması da biliyorsunuz uzun süre tartışıldı. Diploma var mı yok mu, var olan diploma ile aday olabilir mi olamaz mı gibi… Ancak 2 dönemdir Türkiye’yi yönetiyor. Bu tartışmalar ne olur? Seçimi Erdoğan kazanırsa bu tartışmalar tartışma olarak kalır diye düşünüyorum” dedi.