İzmir'e ve gündeme ilişkin pek çok konunun konuşulduğu programda, göçmen konusuna da değinen Başkan Soyer, son dönemlerde Gediz nehri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

"Bizi son derece korkutuyor ve endişelendiriyor"

Gediz Havzası Türkiye tarımının yüzde 10’unu üreten, meyve sebzesinin yüzde 5’ini üreten havza olduğuna vurgu yapan Soyer; "İzmir’in içme su kaynaklarının 3’te 1’ini barındıran bir havza... Sadece İzmir için değil, Türkiye için önemli. Masanızdaki domates belki Turgutlu’dan. Gediz’in suyuyla besleniyor. Havzanın yüzde 11’i İzmir’de… Kayıtsız kalmamız mümkün değildi. Kütahya’dan başlayan macera İzmir’i, İzmirlileri etkileyen sonuçlar ortaya çıkarıyor. 4 ayrı şehirden geçiyor. Dağınık bir yetki karmaşası var. Farklı kurumların da inisiyatif alması gerek. İnisiyatif almak istedik. Elimizi taşın altına koyduk. Çıkan sonucu gerekli kurumlarla paylaşalım istedik. Maksat buydu. Hasıl oldu. Detaylı tespitler yaptık. Bütün noktalardan numuneler aldık. Henüz analiz sonuçları tamamlanmadı. Üzücü bir tablo. Bizi son derece korkutuyor ve endişelendiriyor." dedi.

"4 ayrı felaket ile karşılaştık"

Yolculukta 4 ayrı felaketle karşılaştıklarını belirten Soyer, "Önce iklim krizi ile karşı karşıyayız. Sadece biz değil bütün dünya. Gezegenimiz artık hasta. Bu hastalık tedavi edilmezse çok daha kötü sonuçlar verecek. Yerküre ısındığı için su kaynaklarımız yok oluyor. Kuraklıkla karşı karşıyayız. Eskiden sadece uzak coğrafyalarda yaşandığını gördüğümüz felaketler artık ülkemizde. Sel felaketleri iklim krizin sonuçları...

İkincisi Ürüne göre su mu, suya göre ürün mü ayrımı yapmalıyız. Azalan su kaynaklarına göre ürün yapmalıyız. On binlerce kaçak kuyu var Gediz’de. Akan rejimi değiştiriyor. Doğayı tahrip ediyor. Tarımsal ürün deseni noktasında çalışmalar yapmalıyız. Çok su tüketen ürünler yetiştiriyoruz Gediz’de. Bu ürünler yerine başka ürünler tercih etmeliyiz. Mesele karakılçık buğdayı. Kısacası atalık tohumlara dönmeliyiz. Elimizdeki suya doğaya uygun ürünlere dönmeliyiz. Havza bazında ürün planlaması yapmalıyız.

Üçüncüsü sulama meselesi var. Hala vahşi sulama var. Gediz havzası boyunca gördük. Salıyor suyu tarlaya. Su akıyor, taşıyor, umurunda değil. Bunun üzerine gitmeliyiz.

Dördüncüsü zehirleme. Biz yeter ki kirletmeyelim. Doğa kendini yeniliyor. Zehirlenmeyi durdurursak doğru ürünler koyarsak sulama tekniklerini geliştirirsek üreticinin tüketicinin yüzü gülecek. Atalarımıza layık bir şey yapacağız. Kirletmemekle başlıyor. Biz önünü keseceğiz.Ne yapılmalı. Birincisi denetim. Sert yatırımlar. Adil ve bedel ödetecek şekildi. Sonra farkındalık yaratmak. Bu topraklar hepimizin. Sahip çıkmak zorundayız." şeklinde konuştu.

23 Nisan Karşıyaka’nda coşkuyla kutlandı 23 Nisan Karşıyaka’nda coşkuyla kutlandı