Buca Belediyesi’nde yaşanan maaş krizi, sonunda çözülse de geride hem çöplerle dolu sokaklar hem de yorgun bir kent bıraktı. Üç ay boyunca maaşlarını alamayan belediye işçileri haklı olarak seslerini duyurmak istedi, ancak sendikanın izlediği sert ve uzlaşmaz tavır, Bucalıları adeta rehin aldı.
Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, krizin en başından itibaren uzlaşmacı bir tavır sergiledi. Başkan Duman, hem işçilere hem de sendikaya defalarca “Borçlarımızı ödeyeceğiz, kimsenin hakkı kalmayacak” güvencesini verdi.
Belediyenin gelirlerinin büyük bölümünün maaş ödemelerine aktarıldığını, hizmetlerin aksamasının tamamen kaynak yetersizliğinden kaynaklandığını açıkladı.
Maaşların %85’inin ödendiğini, kalan kısmın da en kısa sürede yatırılacağını net bir şekilde ifade etti. Ancak bu iyi niyetli açıklamalara rağmen sendika, uzlaşmaya yanaşmak yerine gerilimi tırmandırmayı seçti.
Sendikanın görevi, işçilerin hakkını korumak, ama halkı cezalandırmak değil.
Bir ilçenin çöp dağlarıyla boğuşması, sadece belediye yönetimini değil, sendikanın stratejisini de tartışmalı hale getirir. Sonuç olarak, eylemin bu kadar uzaması, Buca’da bir hak arayışından çok siyasi bir bilek güreşine dönüştü. Evet, emekçilerin hakkı ödenmeli. Ama yöntem, halkı perişan etmeye değil, çözüme hizmet etmeli.