Kasapoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun yüksek düzeyli haftasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce vicdanın kürsüsünde konuştuğunu, ardından ekonominin masasında verileri ve hedefleri ortaya koyduğunu ifade etti.
Kasapoğlu’nun İzmir ve Türkiye için yoğun mesai harcadığını görüyor ve izliyoruz. Aslında Kasapoğlu’nu şöyle değerlendirebiliriz…
Siyasette bazı isimler vardır; gürültü yapmadan, polemiklere girmeden, kavgayı değil çözümü önceleyerek yol alırlar. AK Parti İzmir Milletvekili ve eski Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu tam da bu profili çiziyor. Yıllardır İzmir’de siyasetin nabzını tutarken, bir yandan da Ankara’nın güçlü desteğini İzmir’e taşımayı başarıyor.
Kasapoğlu’nun en büyük avantajı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan uyumu. Erdoğan’ın vizyonunu sahada hayata geçirme noktasında üzerine düşeni yapan bir siyasetçi portresi çiziyor. Bakanlık döneminde gençlere, spora ve tesisleşmeye yaptığı yatırımlar ortada. Ancak dikkat çekici olan, bakanlık sonrası milletvekilliği döneminde de aynı tempoyla çalışmaya devam etmesi.
İzmir siyaseti, çoğu zaman tartışmalar ve kısır çekişmelerle gündeme gelir. Fakat Kasapoğlu bu tabloyu tersine çevirmek için çaba harcıyor. Özellikle İl Başkanı Bilal Saygılı ile kurduğu güçlü uyum, AK Parti teşkilatına dinamizm katmış durumda. İlçe ilçe dolaşarak teşkilat mensuplarını yalnız bırakmayan, sorunları yerinde dinleyen, çözümü Ankara’da takip eden bir isim.
Bugün İzmir’de birçok sorun masada: altyapı eksiklikleri, spor alanlarından sosyal tesislere kadar geniş bir yelpazede çözüm bekleyen başlıklar var. Kasapoğlu ise bu noktada devreye giriyor. Bakanlık dönemindeki tecrübesini ve Ankara’daki etkinliğini kullanarak İzmir’in önünü açacak projeler için kulis yürütüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la olan güçlü bağı, İzmir’in Ankara nezdindeki sesini daha gür çıkarıyor.
AK Parti teşkilatına verdiği moral ve destek de göz ardı edilmemeli. Siyasetin sadece Ankara kulislerinden ibaret olmadığını, sahada vatandaşla temas kurmanın, esnafla selamlaşmanın, gençlerle aynı dili konuşmanın önemini bilen bir siyasetçi. Bu yönüyle de teşkilat içinde hem güven hem de motivasyon kaynağı olmuş durumda.
Kısacası; Mehmet Kasapoğlu İzmir’de sessiz ama etkili bir güç. Ne fazla konuşuyor ne de boş vaatlerle zaman kaybettiriyor. Çalışıyor, takip ediyor, sonuç alıyor. Ve belki de en önemlisi, siyasetin kavgaya değil uyuma ihtiyaç duyduğunu her fırsatta gösteriyor. İzmir’in geleceğinde onun bu yapıcı ve çözüm odaklı siyaset tarzı, şehrin kazanımı olacak.