İZMİR

İzmir'de sağlıkçılar iş bıraktı: ‘Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!’

İzmir'de hekimler ve sağlıkçılar, toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasının ardından ikin günlük iş bırakma eylemi düzenliyor.

Abone Ol

19 sendika ve 2 aile federasyonu olmak üzere toplam 21 Sivil Toplum Kuruluşu’nun (STK) birleşimiyle kurulan SABİM üyeleri İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde; seyyanen zamların erimesi, maaştaki adaletsizlik, sağlıkta şiddet ve Sağlıkta Dönüşüm Programı protesto edildi.

İzmir’de de İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplanan sağlıkçılar, “5 temel talebimiz: İnsanca çalışmak, insanca yaşamak için haklarımızın peşindeyiz” yazılı pankart açarken ellerinde “üzgün” ve “şaşkın” emojilerinin olduğu dövizler taşıdı.

"Birleşe birleşe kazanacağız", "Sağlık haktır satılamaz", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganlarının atıldığı eylemde, açıklamayı İzmir Aile Hekimleri Derneği (İZAHED) Başkanı Muteber Çolak okudu. Çolak, şunları söyledi:

‘SAĞLIKTA ŞİDDET, SAĞLIKTA TERÖRE EVRİLMİŞ VAZİYETTEDİR’

Sağlıkta şiddetin, sağlıkta teröre evrilmiş vaziyette olduğunu söyleyen Muhteber Çolak, “Sağlıkta dönüşüm programı sonrası, 20 yılda şiddet olayları her geçen gün artıyor. Her gün ortalama 80 beyaz kod olayı bildirilirken; son 10 yılda 110 bin şiddet vakası gerçekleşmiştir. Daha geçen sene bir hekim ve bir güvenlik görevlisi arkadaşımız görevi başında, görevi nedeniyle katledildi. Hamile bir hemşire arkadaşımız yerde tekmelenmek suretiyle 4 saldırgan tarafından şiddete maruz bırakıldı. Gebe olduğunu belirtmesine rağmen şiddet devam etti” ifadelerini kullandı.

GEÇİNEMİYORUZ!

Son 2 ayda benzine gelen zam %70’i aşmışken, ev kiraları can yakarken, yetkili ama etkisiz sarı sendikaların teklifleri, trajikomik kalmaktadır. Hekim hariç ya da hekim dışı ibarelerini ise asla kabul etmiyoruz..! Son yapılan zam ve seyyanen artış şimdiden erimiş gitmiş vaziyettedir. Kamudaki ücret dengesizliği hat safhadadır. Bakınız; Kamu işçisinin fazla mesai ücreti; ameliyat yapan cerrahtan 2,5 kat, hemşireden 4 kat fazla hale gelmiş durumdadır. Dikey hiyerarşinin acilen restore edilmesi elzemdir! Aksi takdirde; eğitimli sağlık profesyoneli bulmakta sıkıntılar yaşanacağı aşikardır..!

“AİLE SAĞLIK MERKEZLERİ YETERSİZ KOŞULLARDA HİZMET VERMEKTEDİR”

Çalışma şartlarının da ağırlaştığını aktaran Muteber Çolak, “Özlük hakları ve çalışma koşullarımız katlanılamaz durumdadır. Ağır iş yükü, yetersiz çalışan sayısı, 3-5 dakikada bir muayene, uzun nöbet süreleri ve koruyucu-tedavi edici sağlık hizmetinden ziyade kâr odaklı performans sistemi nedenli eziliyoruz, hizmet veremez hale gelmiş vaziyetteyiz. Emekli ikramiyesi ve maaşı ile bırakın ev, araba hayalini, arabanın tekerini alamaz hale gelmiş bulunuyoruz. Birçok başarıya imza atmış koruyucu aile hekimliği sistemi tıkanmış haldedir. Yetersiz cari ödemeler nedeniyle artık aile sağlığı merkezleri kapanma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Birçok aile sağlığı merkezi apartman altlarında ve yetersiz koşullarda hizmet vermektedir. Aile sağlığı merkezleri müstakil ve depreme dayanıklı binalarda hizmet vermesi ve bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Birçok aile sağlığı merkezinde hemşire eksikliği vardır. Aile sağlığı çalışanları ebe ve hemşirelerimiz tavana takıldığı için hak ettikleri ücreti alamamaktadırlar” ifadelerini kullandı.

‘YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ’

İzmir Aile Hekimleri Derneği Muteber Çolak, liyakatli bir yaklaşımla sorunları çözmenin mümkün olabileceğini vurgulayarak, sağlıkçıların taleplerini sıraladı. Çolak, “Sağlık çalışanlarının sayısının artırılması, sağlığa ayrılan bütçenin çoğaltılması, insana yakışır ve minimum 15-20 dakika olan muayene süreleri, hekimlik yasası, hakkıyla görev, hastanelerimizde çalışan güvenlik görevlilerimize ihtiyaç duydukları yetkilerin verilmesi, güvenlik önlemlerinin artırılması, şiddete en çok maruz kalan hekimler ve tüm sağlık çalışanlarının nöbet sürelerinin düzenlenmesi, yoksulluk sınırından uzak, insana yaraşır ve emekliliğe yansıyan tek kalem maaş uygulaması, sağlık neferleri olarak yıpranma paylarımızın düzenlenmesi, aile hekimliği ile ilgili uluslararası uygulamaların ve aile hekimliği kanununun düzenlenerek yeterli gider ve destek ödemelerinin yapılması suretiyle koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi temel taleplerimizdir. Son olarak toplum vicdanına sesleniyoruz ve diyoruz ki, Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diye söyledi.