ASAYİŞ

İZBETON Davasında Tunç Soyer savunmasını yaptı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik kooperatiflerde yolsuzluk soruşturması kapsamında görülen davada, tutuklu sanıklardan önceki dönem Başkan Tunç Soyer savunmasını yaptı. “Dolandırıcılıkla asla ilişkilendirilemeyecek bir model kurduk” diyen Soyer, “Benim tek gayem insanları güvenli konutlara kavuşturmaktı, alnımız ak başımız dik çıkacağız” dedi.

Abone Ol

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik kooperatiflerde yolsuzluk iddiaları kapsamında yürütülen dava, 11. Ağır Ceza Mahkemesi Duruşma Salonu’nda görüldü.

Savcılığın mütalaasını açıklamasının ardından, tutuklu sanıklardan Tunç Soyer söz alarak kapsamlı bir savunma yaptı.

“BU MODEL TERTEMİZ NİYETLE BAŞLADI”

Soyer, yolsuzluk suçlamalarının kentsel dönüşüm amacına gölge düşürdüğünü belirterek şöyle konuştu:

“Bugün bir çift vardı; beyefendi sanık, hanımefendi mağdur. Kızı mağdur, babası sanık. İddianame, ‘yakınını dolandırdı’ diyor ama kendi yararına menfaat sağlanmadığı da yazıyor. Belediyeden gelen yazıda da zarar olmadığı belirtiliyor. Dışarıdan bakıldığında komik ama trajik bir tablo bu. 2012 yılında kentsel dönüşümün hızlanması için kooperatif modelini hayata geçirdik. İş insanları İZBETON’la görüştü, kooperatifleşerek dönüşüm yapmak istediler. Ben de bunu büyük bir memnuniyetle karşıladım. Çünkü kooperatifçilik, refahın adil dağıtılmasının en güçlü aracıdır. Bu model tertemiz bir niyetle başladı, bütün şartları ortadaydı. Sürecin güvenli işlemesi için elimizden geleni yaptık.”

“MAĞDURİYETLERİN NEDENİ SANIKLAR DEĞİL”

Soyer, yaşanan gecikmelerin hukuki gerekçelere değil, ekonomik koşullara dayandığını vurguladı:

“Kooperatiflerdeki paralar hesaplarda ya da inşaatlardaydı. Gecikmeler asla dolandırıcılıkla açıklanamaz. Asıl mağduriyet, Temmuz 2024’te inşaatların durdurulmasıyla başladı. Enflasyon ve maliyet artışları hayatın olağan akışı haline geldi. Geciken inşaatlar nedeniyle hangi bürokrat dolandırıcılıkla suçlandı? Bu modelin cezalandırılması, hukuka da vicdana da sığmaz. Mağduriyetlerin nedeni biz değiliz.”

“ADAY GÖSTERİLSEYDİM ANAHTAR TESLİMLERİ YAPMIŞTIM”

Soyer, görev süresine atıfta bulunarak şöyle devam etti:

“İzmir’in başkanı olarak Cumhuriyet’in 100. yılında bu şehre en iyisini sunmak için çalıştım. İnsanları dolandırmak değil, onların derdiyle dertlenmek benim görevimdi. Eğer aday gösterilip görevime devam etseydim bugün birçok etapta anahtar teslimleri yapmıştım, burada değil o sahalarda olacaktım. Ne kendime ne başkasına bir menfaat sağlamadım.”

“NEDEN 3 AYDIR CEZA ÇEKİYORUM?”

Soyer, tutukluluğunun hukuki dayanağı olmadığını savunarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cezaevi cezalandırılan yer demektir. 105 gündür neden bu cezayı çekiyorum? 66 yaşındayım, ismimin böyle bir iddiayla lekelenmesine rıza göstermem. Onurum, bedenimden daha değerlidir. Bu iddia tamamen çürüyene kadar mücadele edeceğim. Kapıdan kovsalar bacadan girerim. Alnımız ak, başımız dik çıkacağız. Somut suç yok. Devletin temeli olan adalet, özgürlüğün de dostudur.”

AV. MURAT AYDIN: “BU BİR DELİ SAÇMASI, ZAMANIMIZA YAZIK”

Tunç Soyer’in avukatı Murat Aydın, savcılığın mütalaasına sert tepki gösterdi:

“İddia makamı ya kendi iddianamesini bilmiyor ya da kurumları tanımıyor. Tunç Soyer hakkında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni zarara uğrattığı iddiası var ama belediye zaten yazıyla ‘kamu zararı yok’ dedi. Dolandırıcılık suçu, menfaat elde etme amacıyla işlenir. İddianamede sanıkların hiçbirinin çıkar sağlamadığı yazıyor. Kimin yararına işlendiği bile belli değil. Bu durumda ortada ne zarar var ne yarar. Böyle bir dosyaya ‘dolandırıcılık’ denemez. Bu dava bir ‘deli saçması’. Ayırdığımız zamana, insanların geçen günlerine yazık.”

Aydın, tutukluluk gerekçelerine de dikkat çekerek,

“Meslek hayatımda ilk kez ‘sosyoekonomik durum’ gerekçesiyle tutuklama kararı görüyorum. İddia makamı ‘paralı insanlar kaçar’ diyor. Bu, hukuk tarihinde görülmemiş bir mantık. Sayıştay raporları sanıkların suçsuz olduğunu söylüyor. Buna rağmen tutukluluk isteniyor. Bu artık adalet değil, cezalandırma.” ifadelerini kullandı.

DEFNE SOYER GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Tunç Soyer’in kızı Avukat Defne Soyer, babasının tutukluluğuna ilişkin yaptığı duygusal savunmada gözyaşlarına hakim olamadı:

“Babam, insanları güvenli konutlarda yaşatmak istediği için tutuklu. İnsanları inşaatlardaki vahşi kârlara ezdirmemek için tutuklu. Daha adil bir dünya hayaliyle mücadele ettiği için bugün burada. Bu model İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yasal kontrolünde oluşturulmuş, Sayıştay denetiminden geçmiş, kamu zararı tespit edilmemiş bir projedir. Kimse kandırılmadı. Müvekkilimin tek amacı bu kentin insanlarını mutlu etmekti. Kooperatif üyelerinin mağduriyetinin sebebi sanıklar değil, inşaatların durdurulmasıdır. Bu model, ödüllendirilmesi gerekirken yargılanıyor. Bu davanın varlığı bile hukuksuzken 105 gündür insanlar tutuklu. Hukuk devletine yakışan, derhal tahliye kararıdır.”

Duruşma, Tunç Soyer ve avukatlarının savunmalarının ardından sona erdi.