Bu turizm çeşidi bildiğimiz kitle turizminden, yani deniz-kum-güneş üçlüsünden çıkıp, alışılmışın dışında olan alternatif turizmin kollarından birisidir. Bu turizme ilgi duyanlara ise dark turist deniliyor.
Berlin Duvarı, Çernobil, Hiroşima, ülkemizde ise Sinop Cezaevi, Çanakkale Gelibolu Tarihi Yarımadası gibi yerleri merak edip araştırmayı seviyorsanız, belki de siz de birer dark turistsiniz. Ben de sizler için popüler ve ilgi çekici 10 dark turizm olaylarını ve destinasyonlarını seçtim. Hadi gelin hep beraber bir göz atalım. Son olarak en çok ilginizi çeken hangisi olduysa yorumlarda buluşalımJ

Not: Daha çok bu konu hakkında merak ederseniz, Netflix’te yer alan Dark Tourist belgeselini de izleyebilirsiniz.

1. Hayalet Şehir: Çernobil


Dark Turizm denilince ilk sıramızda hemen akıllara gelen ve çok fazla turist ağırlayan yerlerden biri ise tarihin en büyük nükleer kazasını yaşamış olan Çernobil. Burası Ukrayna’nın başkenti Kiev’in yakınlarındaki Pripyat şehrinde SSCB tarafından Çernobil nükleer santralinde çalışanların aileleriyle yaşamaları için inşa edilmiş. Ayrıca Çernobil Nükleer reaktörü Sovyetlerin en çok övündükleri projesiymiş. İstasyon, her biri 1.000 megawatt elektrik enerjisi üretebilen dört reaktörden oluşuyordu. 1986 yılında yapılan test sırasında arka arkaya yapılan hatalar sonucunda reaktörde büyük bir patlama oldu. Sonucunda çekirdeğindeki radyoaktif madde tüm dünyaya sızdı. Kaza sonucunda milyonlarca kişi radyoaktif kalıntılardan etkilenip kanser gibi sağlık sorunları yaşadı. Kaza etrafında çalışanlar yüksek dozda radyosyana maruz kaldıkları için kazadan sonraki aylarda hayatlarını kaybettiler.


Çernobil’i asıl etkileyen olay ise büyük yangındı. Bir gece reaktörün gücü normalin üstüne çıkmasıyla, (120 katına) mühendisler kapatmak amacıyla acil durum düğmesine bastılar ve bu basıncın daha çok artmasına sebep oldu. Reaktörün tepesini kapatan 1000 ton ağırlığındaki kapak büyük bir patlamayla yerinden fırladı ve Çernobil’de yangın başladı. Bu patlama bir atom bombasının yarattığı patlamaya göre az şiddetli olsa da bir atom bombasının toplam yaydığı radyoaktif maddeyi sadece birkaç saate yayıyordu. Çünkü bir atom bombasının içinde yaklaşık 60 kg uranyum varken Çernobil Nükleer Reaktörünün içinde yaklaşık 30 ton uranyum vardı. Bu yüzden Çernobil Faciası’nda asıl zarar veren şey patlamanın yarattığı şok dalgası değil patlama yüzünden etrafa saçılmış radyoaktif maddelerdi. Bu maddeler rüzgâr ve yağmurlarla ülkemiz de dahil olmak üzere tüm Avrupa’ya yayılarak içme sularına, tarım mahsullerine karıştı ve çok sayıda insanın vücuduna girerek kanser riskini arttırdı.


Patlamadan sonra itfaiye ekipleri olay yerine geldi. Bu sırada reaktörden yangınla birlikte çok fazla radyoaktif madde salınıyordu ve itfaiyeciler reaktöre çok yakın oldukları için maalesef yangına müdahale eden herkes yaklaşık birkaç hafta içinde radyasyon zehirlenmesi nedeni ile hayatını kaybetti. İtfaiyecilerin maruz kaldığı radyasyon nerdeyse 1 milyon röntgen filmi çektirmekle eş değerdi.

Pripyat ‘daki insanlar o sırada şehirdeki köprüden yangını ve radyasyonun havada oluşturduğu parlak ışıkları izliyorlardı. Ancak o gece köprüden olayı izleyen herkes çok yüksek dozda radyasyona maruz kaldı ve birkaç sene içinde kanser olup hayatını kaybetti. Olaylardan bir süre sonra o köprüye Azrail köprüsü adı verildi. Etraftaki evcil ve vahşi tüm hayvanlar radyoaktif kirliliğin yayılmaması için itlaf edilip toprağa gömüldü. Patlamadan birkaç ay sonra ise reaktörün üstü 300.00 ton beton ve 6000 ton çelikle kaplandı.


2011 yılında Ukrayna hükümetinin burayı ziyaret etmenin güvenli olduğunu duyurmasından beri kamuya ve turistik ziyarete açıktır. Fakat Çernobil Faciasının yıkıntıları hala radyoaktif ve bu yıkıntıların yaklaşık 20.000 yıl boyunca daha radyoaktif durumda olacağı düşünülmekte.

2. Anadolu’nun Alkatrazı: Tarihi Sinop Cezaevi


Ülkemizdeki dark turizm noktalarından en önemli yerlerden biri ise Tarihi Sinop Cezaevi. Burası için zamanında ‘’Anadolu’nun Alcatrazı’’ denilmiş. (Alcatraz , ABD’nin San Francisco eyaletinde bulunan çok ünlü eski bir ada hapishanesi.) Burası yapılan arkeolojik çalışmalara göre dört bin yıl önce inşa edilen bir kalenin surları içersinde yer alıyor. Pontus, Bizans, Roma, Grek, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletleri kaleyi kendi dönemlerinde korumuş ve güçlendirmişlerdir.
Gel gelelim Dark Turizm kısmına. Üç yanı denizler çevrili, kalın, güçlü ve yüksek surların içindeki bu tarihi kalenin zindan (cezaevi) olarak kullanımına dair alakalı en eski belgeler ise 1568 yılına dayanmakta ve 1887 yılında da yapı resmi olarak zindan olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1939 yılında cezaevine ek olarak iki katlı ve 9 koğuşlu ikinci bir taş bina yapılmıştır. Bu bina da çocuk cezaevi olarak kullanılmaya başlanmıştır. O zamandan beri çeşitli devletlerin egemenliği altında zindan ve cezaevi olarak hizmet veren kale 6 Aralık 1997’de boşaltılmış ve 2 Ağustos 1999 yılından itibaren artık müze olarak Dark Turizm ve Dark Turistlere hizmet vermeye başlamıştır.

Burayı görebilme imkanım olduğu için çok şanslıyım. İlginçtir ki küçük yaşlarda etkilendiğim bir kaç olaydan olsa gerek burayı ziyaret edebilmek benim hayalim olmuştu.
Tarihi Sinop Cezaevi çok fazla acıya şahitlik etmiş, çok çileler çekilmiş. Bunu cezaevinin ışıksız ve rutubetli koğuşlarını, zindanı gezerken anlayabiliyoruz. Zaten bu nedenle ilgi çektiği için Türkiye’nin en önemli dark turizm destinasyonu.
Azılı mahkumların yanı sıra ünlü yazar ve edebiyatçıların da sürgün yeri olmuş. En önemlisi de Sabahattin Ali’nin yazdığı ‘’Aldırma Gönül’’ şiiri. Şiirde beni gerçekten etkileyen kısım şu oldu; Dışarıda deli dalgalar, gelir duvarları yalar. Beni bu sesler oyalar, aldırma gönül. ’’ Yani aslında özgürlük çok yakın, yanıbaşında ama bir o kadar da uzak aslında.’’

Bu arada hapishane 4 kısımdan oluşuyor, 2. Kısım ‘’Parmaklıklar Ardında’’ dizisinin çekildiği yer. Koğuştaki her şey hala duruyor,sergileniyor. Buraya Pardon filmi, Tatar Ramazan dizisi de tanıklık etmiştir.

Unutmadan şunu da söylemek isterim, bu hapishaneden kaçmak neredeyse imkansız fakat kaçmayı başaran birkaç mahkum var. Onların hikayeleri de çok ilginç. Belki de bir sonraki yazımız da buradan daha detaylı bahsedebiliriz.
Sonuç olarak eğer Sinop’a yolunuz düşerse muhakkak buraya uğrayın. Gözetleme kuleleri, metrelerce yükseklikteki taş surlar, insanın içini ürperten zindan ve tarihe meydan okuyan demir kapılar..

3. İnsanlık Ayrımı Utanç Duvarı: Berlin Duvarı


Berlin Duvarı, orjinal adıyla Berliner Mauer, 1961 yılında Doğu'daki vatandaşların(Doğu Almanya Sovyetler kontrolünde komünist düzende) Batı'ya(ABD, İngiltere ve Fransa kontrolünde kapitalist düzende) kaçmalarını önlemek için Doğu Almanya meclisi tarafınca inşa edilmiş 154 kilometre uzunluğunda bir duvardır. Duvar yıkılmadan önce şehrin içinde kilometrelerce uzanmaktaymış. Duvarın yıkılmasından sonra geriye Berlin Duvarı'nın 1.3 km uzunluğunda bir kısmı sembolik olarak kalmış. Elbette o zamanlar Doğu’daki bir çok insan kaçmaya çalışmış. Kimisi tünel kazmış, kimisi hava balonlarıyla. Fakat kaçamayanlar da var. Ayrıca bu nedenle kaçmaya çalışırken hayatını kaybeden insanların sayısı tam olarak bilinmiyor. Duvarın yıkılışı ise, Doğu Almanya sözcüsünün bir akşam düzenlediği basın toplantısında hükümetin yürürlüğe koyacağı seyehat düzenlemesini okurken, bir gazeteci düzenlenmenin ne zaman olacağını sorması üzerine ‘’hemen’’ yanıtını verdi ve milyonlarca kişi duvarı yıkmaya başladı.

4.NAZİ KATLİAMI: AUSCHWITZ TOPLAMA KAMPI /POLONYA
Burası insanların adeta işkencelerle öldürüldüğü Nazi Almanyası tarafından 2. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama,zorunlu çalışma, sistematik katliam ve imha kampı.
Bu kampta Yahudiler, Çingeneler,eşcinseller gibi Nazilerin düşman ettikleri gruplar başta olmak üzere 6 milyon kişi vahşice ölmüştür. 1947 yılında da müze haline getirilmiş, cesetlerin tümünü ortadan kaldırmak on seneden fazla sürmüştür.

5. Gladyatör Şehri: Colosseum
Kolezyum diyince belki biraz şaşırmış olabilirsiniz fakat burası gladyatörlerin ölümüne dövüşmelerini ya da idamları izlemek için toplanan yüzlerce kişiyi dark turizmin ilk örnekleri arasında sayabiliriz. Eğer ki bir gladyatör karşısındaki kişiyi yenerse yani rakibini öldürürse hür oluyordu. Fakat rakibi her zaman bir insan olmuyordu.

6. Lav Şehri: Pompei/ İtalya
İtalya demişken tekrar başka bir örneği verelim. İtalya’da yer alan bu dark turizm örneği, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla oluşmuştur. Yani, bir Roma kenti bu yanardağın patlamasıyla yok olmuştur.Binlerce insan lav altında kalarak can vermiştir. Halk taşa dönmüştür ve o insanları bugün İtalya açık hava müzesinde görebilirsiniz. Burası aynı zamanda UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almakta. Tabii Pompei antik kentinin başka ünvanları da var…

7.Atom Bombası Saldırısına Maruz Kalan Hiroşima

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Amerika Birleşik Devletleri tarafından Japonya’nın Hiroşima şehrine binlerce insanın ölümüne ya da sakat kalmasına yol açan, etkisi uzun yıllarca süren atom bombası atıldı. Bombanın atıldığı noktaya çok yakın bir mesafede bulunan valilik binası ise Atom Bombası Kubbesi ismi ile bir sergi merkezine dönüştürüldü. Ayrıca UNESCO koruması altında bulunan binanın çevresi de Hiroşima Barış Anıtı Parkı olarak anılıyor.

Türk Dünyası'nın ortak mirası Bornova’da yaşatılacak Türk Dünyası'nın ortak mirası Bornova’da yaşatılacak

8.Çanakkale Geçilmez: Tarihi Gelibolu Yarımadası
Ülkemizde özellikle çok fazla sayıda yerli, yabancı turist ağırlayan destinasyonlardan milli mücadele açısından çok önemi olan bir yer. Elbette tarihi geçmişiyle çok ilgi gören bu büyüleyici bölge Şehitler Abidesi ile birlikte’’Milli Park’’ ilan edilmiştir. Parkın içinde 250 binden fazla Avusturalya,Yeni Zelanda, İngiliz ve Fransız askerlerinin ve 60 bini aşan Türk askelerlerinin savaş mezarı ve anıtları yer almakta.
Yalnızca burası değil, Çanakkale’nin türkülere konu olmuş Aynalı Çarşısı, Kilitbahir Kalesi,Seyid Onbaşı Şehitliği ve Conkbayırı’nı da görmek gerekir elbette.

9.Anıtkabir
Madem konumuza buradan girdik, o halde Türkiye’nin en ilgi çeken dark turizm noklarından biri ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarının bulunduğu yer. 1953 yılında yapımı tamamlanan bu yer, her yıl milyonlarca kişiyi ağırlıyor. Tüm törenlerin de ilk uğrak noktası.

10. Leap Kalesi
Burası İrlanda’da dark turizmin en perili yerlerinden biri. Bu kalede birçok insan hapis tutulmuş ve idam edilmiş. Kalenin ölen kişiler tarafından ele geçirildiğine inanılıyor.

HABER: ECE ÖZONGAN