CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile birlikte partisinin ilçe başkanları ile bir araya geldi. CHP İzmir İl Başkanlığı’nda gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 saat süren toplantının ana gündemine ise seçim süreci ve ‘anket’ sonuçları yer aldı.

Toplantıda CHP İzmir İl Örgütü tarafından gerçekleştirilen anket sonuçları ilçe başkanları ile paylaşıldı. Yapılan anketlerde ilçe ilçe değerlendirmelerde yer alırken, oy oranlarında yaşanan değişimler de masaya yatırıldı. İl Başkanı Yücel’in oy oranlarına göre ilçelere özel talimatlar verdiği ve buna göre yol haritasının belirleneceği de toplantıda vurgulandı.

BUCA METROSU MASAYA YATIRILDI

Başkan Soyer’in ise toplantıda Buca Metrosu süreci ile ilgili ilçe başkanlarına bilgi verdiği iddia edildi. Sürecin kendileri doğrultusunda olumlu gittiğini vurgulayan Soyer, ilçe başkanlarına AK Parti'nin söylemlerine karşı örgüt aracılığı ile vatandaşa doğru bilginin aktarılmasını istediği öğrenildi

ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ

Toplantı sonrası CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yücel: “Toplantıda genel olarak bir istişarede bulunduk. Hem ilçelerde hem belediyelerde hem de yakın zamanda yaptırdığımız anket konusunda ilçe başkanlarımızı bilgilendirdik. Saha çalışmalarımız hava koşullarının elverdiği ölçüde yaz aylarında devam edecek. Malum bu hafta havanın ısınması bekleniyor o yüzden sabah ve akşam erken saatlerde milletvekillerimizin katılımı bayla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu dönemde biraz metropol çalışmalarına ağırlık vereceğiz, son dönemde genelde dış ilçelerde çalışma yaptık” dedi.

AK PARTİ VE MHP OY KAYBEDİYOR

CHP lideri Özel, kurmaylarıyla yeni dönem politikaları için çalışmaya başladı CHP lideri Özel, kurmaylarıyla yeni dönem politikaları için çalışmaya başladı

Yapılan anketlerde Millet İttifakı’nda yükseliş yaşandığını gördüklerini vurgulayan Yücel, “Yaptırdığımız ankete göre AK Parti'nin, MHP’nin oylarında ciddi bir düşüş var. Partimizin ve İYİ Parti'nin oylarında ise artış var. Gelir seviyesi düşük hatta en düşük kesimde CHP İzmir’de birinci parti çıkıyor. Bunun nedeni de hem İzmir Büyükşehir Belediyemizin hem de ilçe belediyelerimizin pandemi döneminde ve son dönemlerde yaşadığımız ekonomik kriz döneminde kıt imkanlar ve engellemelere rağmen yaptığı sosyal yardımlar, hizmetler… Şöyle de bir tespit var, özellikle İzmir’de yüksek gelir seviyesindeki seçmende AK Parti birinci çıkıyor. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi? Onların bunu kendi pencerelerinden masaya yatırıp değerlendirmeleri gerekiyor. Tabiî ki bizde bunu kendi penceremizden inceliyor, masaya yatırıyoruz. Gelir seviyesi yüksek kesimden özellikle AK Parti’nin İzmir’de zenginlerin tercih ettiği parti olduğu yönünde bir tespit var. CHP’nin önceliği her şeyden önce gelir dağılımındaki adaletsizliği gidermek ve önlemek. Çalışan üreten ya da muhtaç olan işçi, emekçi ya da ezilen kesimlerin bu ülkenin kaynaklarından, zenginliklerinde daha fazla pay almasını sağlamak. Bunu da biz İzmir’de CHP’li belediyelerle, yerel yönetimlerle büyük ölçüde başarıyoruz. İktidara geldiğimizde de bunu bütün Türkiye’ye yayacağız” diye konuştu.

BİZİ MUTLU EDEN BİR ARTIŞ

Artış oranının ne olduğu ve kendilerini mutlu edip etmediği yönündeki soruya da yanıt veren Yücel, “Anlamlı ve bizi mutlu eden bir artış. Ama daha çok çalışıp daha fazla vatandaşımıza ulaşıp daha yüksek artışları hedefimize koyduk. CHP’nin potansiyeli İzmir’de daha yüksek, daha iyi bir noktaya taşıyabileceğimizi düşünüyoruz” dedi.

ANAYASAMIZ İLE BAĞDAŞMIYOR

Menemen, Urla ve Menderes ile ilgili süreç hakkındaki AK Partili isimlerin eleştirilerine yanıt veren ve ‘hesap vermeliler’ ifadelerine tepki gösteren Yücel, “Menemen’i de Urla’yı da ilk yerel seçimde geri alacağız bundan hiç şüpheleri olmasın. Menderes’te zaten belediye başkanımız ile ilgili hukuki süreç devam ediyor. Seçilmiş biri ile ilgili soruşturma açılması dava açılması bunlar mümkün. Ancak bir belediye başkanının bu tip iddialar ile görevden alınması ki karşı taraf tutuklanmasını bekliyordu belediye başkanımızın. Ancak soruşturmayı yürüten savcı bile tutuklamaya sevk etmedi, gerek duymadı ve adli kontrole sevk edildi. Soruşturma devam ediyor. Ben 20 yıllık hukukçu olarak, hele ki ağır ceza ile ilgilenen bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim; Eğer sabit olan bir suç olsaydı belediye başkanımız tutuklanmış olurdu. Diğer taraftan Urla’da seçilmiş bir belediye başkanı, o dönemde bir soruşturma ile görevden alındı ve kayyuma tandı. Eskiden bizim hukuk sistemimizde böyle bir şey yoktu. Menderes ve menemen’de olduğu gibi meclis içinden başkan vekili seçilirdi.Ancak 15 Temmuz hain darbe girişimi süreci ve sonrasında çıkarılan kararnameler ile bunu bizim hukuk sitemimize soktular ve mecliste çoğunlukları olduğu için yasalaştı. Bir terör iddiasını ortaya koyup, mahkumiyet kararı gerekmiyor, dava süreci gerekmeden bir belediye başkanı görevden alınabiliyor. Bunu tabii doğuda daha fazla örneği var. Belediye başkanları dokunulmaz değil. Ancak mahkum olmadan bir insanı görevden almak, hele hele ki görevden alıp yasalarımıza göre meclisten seçmeyip kayyum atamak anayasamız ile hiç bağdaşmıyor. Anayasamızda masumiyet karinesi vardır. Bir kişinin mahkumiyet kararı kesinleşir, ondan sonra yasal mevzuat neyi gerektiriyorsa onu yaparsınız. Ama bir anayasada masumiyet karinesi varken diğer yandan soruşturma açıp birini görevden almak, ötekini görevden almak… Bu demokrasi de değil hukuk da değil. Bu, hukukun birilerinin isteğine ve iradesine göre bir silah olarak kullanılmasıdır. Yani sandıktan alamadıkları sonucu bu tip ayak oyunlarıyla siyasi kararlarla ya da yasalarda yaptıkları oynamalarla.. Görünen tarafta yasal ya da hukuki olarak bir dayanağı var ama demokrasiyle bağdaşan bir tarafı yok. Masumiyet karinesi varken bu tip yöntemler bizim hukuk sistemimizde olmamalı. Sonuç ne olursa olsun kimse bu tür yöntemlere tevessül etmemeli” ifadelerini kullandı.