Öğrencilerin ücretsiz olarak okulda sağlıklı yemeklere ulaşabilmesi konusunu öncelikle Sağlık Bakanlığı’nın gündeme getirmesi gerektiğini ifade eden Başkan Neptün Soyer İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı ve bir eğitimci olarak okul kantinlerinde satılan besleyiciliği oldukça az ve son derece zararlı olan gıdalardan kaynaklı olarak çocukların gelişimlerinde aksaklık yaşandığına ve bu durumun kesinlikle çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu ‘Yeni Bir Sabah’ programına konuk olan İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, doğal tarım ve doğal üretim konularına dikkat çekti. Programın ana başlığı olan eğitimde çocukların sağlıklı gıdalar tüketmesi üzerine Başkan Soyer Ödemiş’te bulunan Demircili Köyü’nün yerel halkı ile hayata geçirdikleri projelerden ve bu projeler ile çocukların beslenmesine nasıl katkı sağlayabileceklerinden bahsetti;

“İzmir Kooperatifçilik konusunda gerçekten çok başarılı. Biz Demircili Köyü’nde ortaklarımızlar beraber birçok çalışma yaptık. Mesela burada bir un değirmenimiz var, zeytin zamanı zeytin yağı sıkıyoruz, süt topluyoruz. Türkiye’de İzmir bu konuda birinci sırada. Her gün biz İzmir de Köy-Koop Birliği olarak bir milyon litre süt topluyoruz. Bizim çok ortağımız çok kooperatifimiz var. Tam da bu noktada çocukların beslenmesi ile ilgili biz ne yapabilir dedik. Çünkü burada tarımın döngüsünün devam edebilmesi ve çarkların bu ekonomik krizinde çarkların dönmeye devam edebilmesi için bir istihdam alanıdır aynı zamanda bu da.” dedi.

“O belediye bu belediye değil Türkiye dememiz gereken bir konu”

İnsanların çocukların eğitimde ücretsiz ve sağlıklı beslenmesi projesine temkinli yaklaştıklarını ifade eden Başkan Soyer, aslında bunun dünyanın birçok yerinde farklı örnekleri olduğunu vurguladı. Bu sorunun aslında Sağlık Bakanlığınca Milli eğitim Bakanlığı tarafına iletilmesinin en doğrusu olduğunu söyleyen Başkan Soyer;

“Hindistan’da mesela merkez aş evleri var. Bunlar günlük okullara çocuklara için yemek hazırlıyorlar. Anında tazecik paketlenip okullara yollanıyor. Dünyanın birçok yerinde var bu. Bakın burada ben hangi devletin yaptığını söylemiyorum direkt olarak Hindistan diyorum. Biz de burada tarım da üretim yapan kooperatifler olarak bu aşevlerinde ürünleri verebiliriz. Kantinlerin ihaleleri ile ilgili çok büyük sıkıntılar var, okulda horoz şekerin satılması ne demektir? Bir okulun kantinde bunun satılmasının amacı nedir anlayamıyorum. Ben Urla’da öğretmenlik yaptığım dönemlerde merdivenin altında bizim kooperatif dükkanımız vardı. Nasıl yapılır demek değil inanmak, aması fakatsız karar verip planlamak lazım. Sonrasında kim ihtiyaçlı belirlemek lazım. İhtiyaçlı aileleri belediyelerin hepsi biliyor, aile ve sosyal il müdürlükleri, bakanlık, okul müdürleri bu insanların hepsini biliyor. Bu sayede devlet eliyle köylüden alınıp halka verilecek. Bunu bu şekilde döndürmek çok mümkün diye düşünüyorum.

Biz çocukların sağlıklı beslenme konusunu sadece Millî Eğitim Bakanlığı’ndan beklemiyoruz. Bunun önce Sağlık Bakanlığı tarafından Milli Eğitime gitmesi gerekiyor. Bir kere bir şey sadece biri yapamaz, bunu devlet yapacak. Bu kaynak Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinde çocukların sağlıklı beslenmesi için yemek ayıracak, Sağlık Bakanlığı ayıracak. Bunu aslında Sağlık Bakanlığın söylemesi lazım.” dedi

Başkan Önal'dan İşten çıkarılmalarla ilgili açıklama geldi Başkan Önal'dan İşten çıkarılmalarla ilgili açıklama geldi

“Süt kuzusu projesi sayesinde köylünün cebine para girdi, bu tür projeler siyasetten uzak olmalı”

Daha önceki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çocuklar için okulda süt dağıtılması ile ilgili olan ‘Süt kuzusu’ projesine değinerek bu tür projelerin siyasi çıkarlar için engellenmesinin doğru bulmadığına değindi. Bir süre önce İzmir gündeminde yer edinmiş konulardan biri olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üniversiteli öğrencileri için yemek dağıtan aracı bazı üniversitelerin almamasına üzerine sitemde bulunan Başkan Soyer;

“Daha önceden okullarımızda süt kuzusu diye bir proje vardı. Çok polemik oldu oradan aldın buradan aldı diye. Köylüden aldı kardeşim. Köylüden aldı, köylünün cebine para girdi lütfen bunu siyasete malzeme etmesinler. Mesela fındık ve üzüm. Fındık Fiskobirlik’ten, üzüm TARİŞ’ten yeri belli direkt üreticiden alınıyor. Valiliğe de bu konu yansıyor tabi okullara verilmek isteniyor diye. Herhâlde on beş günü geçti ve konu bakanlığa gitmiş ‘okullarda dağıtılsın mı dağıtılmasın mı’ diye. Biliyorsunuz İzmir’de yemekler hala kaldırımda yeniyor. Devlet üniversiteleri İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öğrencilere dağıttığı yemekleri içeri sokmuyor biliyorsunuz. Peki sormak istiyorum nedeni nedir? O çorbayı o çocuğun içmesi neden rahatsız etti?” dedi.

Biz bu çocuklara bir tane elma veremeyecek miyiz gerçekten?”

Sağlıklı beslenmenin herkes için bir hak olduğuna değinen Başkan Soyer, anne karnından itibaren çocuklar için sağlıklı ve doğru beslenmem son derece önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin coğrafi konumu neticesinde dört iklimin de hissedilebilir yaşanmasından kaynaklı olarak yerelde son derece zengin gıdalara sahip olduğumuzu söylen Başkan Neptün Soyer sözlerine şöyle devam etti;

“Aslında baktığınız zaman öğrencilere ücretsiz yemek vermek konusunda kaynak bulmak gerçekten zor değil ufak tefek yerlerden kaynak bulunabilir. Bakanlıklardan kaynak sağlanabilir, federasyonlardan olabilir yani baktığınızda o kadar çok yerden olabilir ki. Bunun matematiği hakkında da bir ekonomistin Türkiye bunu kaldıramaz dediğini duymadım. Ya biz çocuklarımıza bu bereketli Anadolu topraklarından çıkan muazzam güzel ve faydalı o meyvelerden, sebzelerden bahsediyoruz. Biz bu çocuklara bir tane elma veremeyecek miyiz gerçekten?”

“Bu konu gerçekten çok hassas bir konu ve ben gerçekten Kırmızı Bayrak’ projesin çok seviyorum”

3 Aralık'ta kutlanan uluslararası bir farkındalık günü olan nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin engelli vatandaşların daha rahat yaşaması ve işlerini halledebilmeleri adına hayta geçirilen ‘Kırmızı Bayrak’ projesinin gerçekten çok önemli olduğunu söyleyen Başkan Soyer;

“Engelliler Haftası dolayışılar bizim Engelli Komisyonu olarak Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Kırmızı Bayrak’ çalışması var. Birtakım restoranlar, kamunun dışındaki bazı binalar ya da belediye binaları gibi bunları engelli vatandaşlarımızın işlerini nasıl yürüttüklerine dair bir takım komisyon çalışmaları var. Durum gözlenmesi yapılıyor, işte nasıl çıkabilir nasıl girebilir diye bakılıyor ve sıkıntılı değil mi karar veriliyor. Mesela Kırmızı Bayrak çalışması ile ilgili Gaziemir Belediyesi’nin de bir toplum merkezi kırmızı bayrak. Bu konu gerçekten çok hassas bir konu ve ben gerçekten Kırmızı Bayrak’ projesin çok seviyorum çünkü kapsayıcılığı olmak çok önemli. Tunç Soyer kırmızı bayrak dağıtıyor diyorlar, kime ne?” dedi.

“Tunç Soyer daha İzmir’de her başarılı kadının yanında İzmirli erkek vardır diyecek kadar da İzmirli kadınların ve erkeklerin yanındadır”

Artık Türkiye’de önceliğin kadın olması gerektiğini söyleyen Başkan Soyer bu duruma liyakatin karışmaması gerektiğini vurgulayarak;

Tunç Soyer’in eşi olmak önemli, çok gurur da duyuyorum yani başarılı buluyorum. Gerçekten iyi bir entelektüeldir. Bir sürü şey söyleyebilirim Tunç’ta benim eşim olmayı bilir, o da öyle söyler hatta Tunç biraz daha İzmir’de her başarılı kadının yanında İzmirli erkek vardır diyecek kadar da İzmirli kadınların ve erkeklerin yanındadır. Ben şunun da bazen sakıncalı buluyorum tabi ki ilk kadın olma modeli, kadınların daha güçlü olması açısından bakınca önemlidir ama ben İzmir Köy Koop. Birliği başkanıyım. Yani kadının önce kadın olduğu için söylenmesi konusunda çok rahatsız oluyorum. Liyakat olduğu sürece artık Türkiye’de kadının önceliği önemlidir ama liyakatsizlik varsa da sırf kadın diye öne çıkması doğru değildir.